3

"Gerçek şu ki, Rabbimizin büyüklüğü pek yücedir. Ne bir eş ne de bir evlat edinmedi".

"Ve ennehu teala ceddü Rabbina": Kurralar bu surede on iki yerdeki hemze üzerinde ihtilaf etmişlerdir, onlar da şunlardır:

"Ve ennehu teala",

"ve ennehu kâne yekulu",

"ve ennazanenna",

"ve ennehu kâne ricalün",

"ve ennehüm zanhu",

"ve enna lemesna",

"ve enna künna",

"ve ennala lâ nedri", ve

"enna minna",

"ve enna zanenna enlen nucizellahe",

"ve enna lemma semi’na",

"ve enna minna".

Buralarda İbn Âmir, Hamze, Kisâi, Halef ve Hafs rivâyetinde Âsım meftuh okumuşlar; Ebû Cafer de

"ve ennehu teala",

"ve ennehu kâne yekulu",

"ve ennehu kâne ricalün” âyetlerinde onlara katılmıştır. Diğerlerini ise meksur okumuştur, ötekiler de kesre ile okumuşlardır.

Zeccâc şöyle demiştir: Nahivcilerin bu surede tercihleri; vahiyden olanda

"enne” şeklinde fetha, cinlerin sözünden olanda da

"inne” şeklinde kesredir. Bu da

"inna semina kuranen aceben” kavline ma’tûftur. Buna göre mana şöyle olur:

"Gerçek şu ki, Rabbimizin büyüklüğü pek yücedir”

"ve gerçek şu ki, beyinsizimiz şöyle derdi". Meftuh okuyanlara gelince, nahivcilerden biri, o da Ferrâ’’dır, bunun "feamennabihi” ve biennehu teala ceddü rabbina deki he’ye ma’tûf olduğunu ve diğerlerinin de bu minvalde bulunduğunu söylemiştir. Bu kıyas bakımından kötüdür, çünkü üç harekeyi de kabul eden mütemekkin he'nin üzerine ancak harfi cer’i izhar etmekle atıf mümkündür. Fakat yine de

"amenna bihi"nin manası nazar-ı dikkate alınabilir; o zaman mana: Ve saddekna ennehu teala ceddü rabbina (gerçek şu ki, Rabbimizin yüceliğini tasdik ettik) şeklinde olur.

Müfessirlerin

"teala ceddü rabbina"nın manasında da yedi görüşleri vardır:

Birincisi: Rabbimizin kudreti, bunu da İbn Abbâs, demiştir.

İkincisi: Rabbimizin zenginliği, bunu da Hasen, demiştir.

Üçüncüsü: Rabbimizin celali (ululuğu), bunu da Mücâhid ile İkrime, demişlerdir.

Dördüncüsü: Rabbimizin azameti, bunu da Katâde, demiştir.

Beşincisi: Rabbimizin emri, bunu da Süddi, demiştir.

Altıncısı: Zikrinin ve azametinin yüceliği, bunu da Mukâtil, demiştir.

Yedincisi: Rabbimizin mülkü, methi ve saltanatı, bunu da Ebû Ubeyde, demiştir.

3 ﴿