8Sevgisine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. "Sevgisine rağmen yemeği yedirirler": Kimler hakkında indiğinde iki görüş üzerinde ihtilaf etmişlerdir: Birincisi: Ali b. Ebû Talib hakkında indi, o hurma ağaçlarını sulamak için bir gece bir miktar arpa karşılığında sabaha kadar ücretle çalıştı. Arpayı alınca üçte birini öğüttü, yemek için ondan bir şeyler yaptılar; yemek pişince bir yoksul geldi, çıkarıp ona verdiler. Sonra ikinci üçte birini yaptı, bir yetim gelince, onu da ona yedirdiler. Sonra kalan üçte birini yaptı; tam olunca müşriklerden bir esir geldi, onu da ona yedirdiler; kendileri ise aç karnına yattılar. Bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da Atâ’, İbn Abbâs’tan rivayet etmiştir. İkincisi: O Ebuddahdah el - Ensari hakkında indi, bir gün oruç tuttu, iftar etmek istediği zaman bir yoksul, bir yetim ve bir esir geldi; onlara üç ekmek yedirdiler, kendi ve ailesi için de bir tek ekmek kaldı; bunun üzerine bu âyet indi. Bunu da Mukâtil, demiştir. "Alâ hubbihi (sevgisine rağmen)": “He” zamirinin mercii hakkında da iki görüş vardır: Birincisi: Yemeğe râcîdir; sanki onlar ihtiyaçları olduğu halde başkalarını nefislerine tercih etmiş gibi oldular. Bu da İbn Abbâs, Mücâhid, Zeccâc ve cumhûrun görüşleridir. İkincisi: Allahü teâlâ’ya râcîdir, bunu da ed - Darani, demiştir. Miskin ile yetimin manası da Bakara: 83’te geçmiştir. Esir hakkında da dört görüş vardır: Birincisi: O ehl-i kıbleden tutuklu kimsedir, bunu da Atâ’, Mücâhid ve İbn Cübeyr, demişlerdir. İkincisi: O şirk koşan esirdir, bunu da Hasen ile Katâde, demişlerdir. Üçüncüsü: Kadındır. Bunu da Ebû Hamze es - Sümali, demiştir. Dördüncüsü: Köledir, bunu da Maverdi zikretmiştir. Bir müfessir: Bu âyet müşrik esire yemek yedirmeyi methetmiş, fakat bu kılıç âyetiyle neslıedilıniştir, demiştir ki, bu görüş hiçbir şey değildir. Çünkü esire yemek yedirmede sevap vardır. Bu da nafile sadakaya göredir. Farzın ise kâfirlere verilmesi câiz değildir. Bunu da kadı Ebû Ya’lâ, demiştir. |
﴾ 8 ﴿