14

Sıkışan (bulut)lardan şarıl şarıl bir su indirdik.

"Sıkıştıranlardan indirdik":

Bunda da üç görüş vardır:

Birincisi: Onlar göklerdir, bunu da Übey b. Ka’b, Hasen ve İbn Cübeyr, demişlerdir.

İkincisi: Onlar rüzgarlardır, Inmu da el - Avfi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; Mücâhid, İkrime, Katâde ve Mukâtil de böyle demişlerdir. Zeyd b. Eslem de şöyle demiştir: Onlar güney rüzgarlarıdır. Buna göre

"min” "ba” manasına olur, takdiri de: Bilmu’sıratı (sıkıştıranlardan) olur. Rüzgarlar niçin mu’sırat denildi? Çünkü yağmuru akıtan onlardır.

Üçüncüsü: Onlar buluttur, bunu da el - Valibi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; Ebû’l - Âliyye, Dahhâk ve Rebi’ de böyle demişlerdir.

Ferrâ’ da şöyle demiştir: Sıkışan bulutlar yağmur yağdıran, fakat henüz toplanmamış olan bulutlardır, tıpkı cariye mu'sır denildiği gibi ki, genç kız hayız görme çağına gelip de henüz görmemektir,

İbn Kuteybe de böyle demiştir: Bulut hayzı yaklaşan genç kızlara benzetilmiştir.

Zeccâc da şöyle demiştir: Buluta mu’sırat denilmesi, ecezzezzerü fehüve mücez (ekin biçilmeye yüz tuttu) sözü gibidir ki, bulut da yağdırmağa yüz tutunca fekad a’sara, denir.

"Şarıl şarıl bir su indirdik":

Mukâtil: Kesintisiz yağan bol yağmurdur, demiştir. Bir başkası da şöyle demiştir: Seccel mau yesiccü denir ki, su dökülmektir.

14 ﴿