4Yemin olsun, gerçekten insanı meşakkat içinde yarattık. "Yemin olsun, gerçekten insanı yarattık": Bu da kasemin cevabıdır. İnsandan kimlerin kastedildiği hususunda da beş görüş vardır; Birincisi: O cins ismidir, bu mana da İbn Abbâs’ın görüşünden çıkarılmıştır. İkincisi: O Ebuleşeddeyn el - Cumahi’dir, bunun zikri de el - Müddessir: 29 ve el - İnfitar: 5 âyetlerinde geçmiştir. Bunu da Hasen, demiştir. Üçüncüsü: O Haris İbn Nevfel’dir, zira o bir günah işledi; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de ona kefaret vermesini buyurdu; o da: Bütün malım Muhammed’in dinine girdikten sonra kefaretlere ve nafakalara gitti, dedi. Bunu da Mukâtil, demiştir. Dördüncüsü: Âdem aleyhisselam’dır, bunu da İbn Zeyd, demiştir. Beşincisi: Velid b. Muğire’dir, bunu da Sa’lebî nakletmiştir. "Fi kebed": Bunda da üç görüş vardır: Birincisi: Yorgunluk içinde, bunu da el - Valibi, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; Hasen, Mücâhid, Said b. Cübeyr ve Ebû Ubeyde de böyle demişlerdir. Çünkü onlar: Zorluk içinde, demişlerdir. Hasen de şöyle demiştir: Bollukta şükre, darlıkta sabra katlanır; zira insan bu ikiden birinden; dünya musibetlerinden ve ahiret zorluklarından azade olmaz. İbn Kuteybe de şöyle demiştir: Baskın zorluk ve dünya ve ahiret işlerinin sıkıntısı içimle, demiştir. Buna göre (kebed) mükabede’den gelir ki, o da didinmektir. İkincisi: Mana şöyledir: O iki ayak üzere yürüyecek şekilde dik yaratıldı, diğerleri ise dik durmazlar. Bunu da Mukassim, İbn Abbâs’tan rivayet etmiş; İkrime, Dahhâk, Atıyye ve Ferrâ’ da böyle demişlerdir. Buna göre kebed’in manası: Dik ve doğru olmaktır. Üçüncüsü: Göğün ortasında, İbn Zeyd şöyle demiştir: "Yemin olsun, gerçekten insanı yarattık” yani Âdem'i "fi kebed” göğün ortasında. |
﴾ 4 ﴿