132

"İbrahim, bunu oğullarına da vasiyet etti. Yâ'kûb da: "Ey oğullarım, Allah sizin için bu dini seçti. O halde siz de ancak müslümanlar olarak can verin " .

Biliniz ki bu, Cenâb-ı Hakk'ın Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'den naklettiği güzel şeylerin altıncısıdır. Bu ayetle ilgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Nâfî ve İbn Âmir ilk kelimeyi elifli olarak, (......) şeklinde okumuşlardır. Medine ve Şam mushaflarında da böyledir. Diğer kıraat imamları ise, elifsiz ve şeddeli olarak, (......) şeklinde okumuşlardır. O imamların mushaflarında okudukları şekildedir. Her iki kıraate göre de mana aynıdır. Ancak, (......) şeklinde mübalağa ve çokluk manası vardır.

İkinci Mesele

İkinci mesele, daki zamirin nereye râcî olduğu meselesidir. Bu hususta iki görüş vardır.

1) Zamir, onu "bir kelime" veya "bir cümle" gibi saymak üzere, sözüne râcîdir. Allah'ın (Zühruf, 28)ayetindeki, zamirinin, (Zuhruf, 26) sözüne râcî olması da bunun gibidir. Ayetteki, kil sözü, zamirin müennes olmasının, bir önceki ayetin bir "kelime" gibi sayıldığına delâlet ediyor.

2) Zamir, Allahü teâlâ'nın ayetindeki, (......) kelimesine râcîdir. Bu görüşü Kâdî söylemiştir. Bu görüş iki sebebten dolayı, birincisinden daha güzeldir:

a) Zamirin merci'i açıklanmamıştır. Bu durumda zamiri mümkün ise daha önce zikredilmiş olan birşeye râcî kılmak, sözün medlulü ve mefhûmuna râcî kılmaktan daha evladır.

b) "Millet" kelimesi, "Alemlerin Rabbine teslim oldum" sözünden daha kapsamlıdır. Malumdur ki Hazret-i İbrahim zürriyetine ancak, onların felahını ve âhiret sevabını kazanmalarını sağlayacak olan birse vasiyet ve tavsiye etmiştir. Allah'ın Rab olduğuna şehâdet etmek ise tek başına bunu sağlamaz.

Hazret-i İbrahim'in Vasiyetinin İncelikleri

Bil ki bu kıssa, dini kabule teşvik eden birçok incelikleri ihtiva etmektedir:

a) Cenâb-ı Hak, sadece, "İbrahim oğullarına emretti" dememiş, aksine "Onlara vasiyet etti.." buyurmuştur. Vasiyet, emretmekten daha güçlüdür. Çünkü vasiyet ölümün başa gelmesi beklendiği zaman yapılır. O esnada insan, her zamankinden dahs fazla dinine dikkat ve itina gösterir. Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm)'in, o vakitte bu işle ilgilendiği ve bu hususta çok dikkatli olduğu bilinince, onun sözü kabule daha yakındır.

b) Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm), bu vasiyeti yalnızca oğullarına yapmıştır. Bunun sebebi şudur: Babanın evlâdlarına şefkati, başkalarına olandan daha fazladır Hazret-i İbrahim (aleyhisselâm) ömrünün sonunda oğullarına özellikle bunu vasiyet edince anlıyoruz ki, onun buna olan ilgi ve ihtimamı başka şeylerden daha fazladır

c) İbrahim (aleyhisselâm) bu vasiyyetini bütün oğullarına teşmil etti ve bunu, onlardan herhangi birisine tahsis etmedi. Bu da, O'nun bu şeye ne kadar önem verdiğini gösterir.

d) İbrahim (aleyhisselâm) bu vasiyyeti belli bir zaman ve belli bir mekânla sınırlamadı. Sonra oğullarını, ancak müslüman olarak ölmeleri hususunda iyice uyardı. Bu da aynı şekilde İbrahim (aleyhisselâm)'in, bu şeye ne kadar fazla ehemmiyet verdiğini gösterir.

e) İbrahim (aleyhisselâm), bu vasiyyetine başka bir vasiyyeti ilâve etmedi. Bu da, O'nun bu işe ne kadar önem verdiğine delildir. İbrahim (aleyhisselâm), fazileti, güzel tavrı ve güzel ahlâkı müşahede edilen bir zât olup, bundan sonra onun bu işe son derece ehemmiyet verdiği anlaşılınca, o zaman bu işin, kendisine önem verilmeye ve riâyet edilmeye lâyık en önemli bir iş olduğu da anlaşılır. İşte İbrahim (aleyhisselâm)'in ailesine ve oğullarına sırf bu vasiyyeti yapmasının sebebi budur. Yoksa, İbrahim (aleyhisselâm)'in bütün herkesi daima İslâm'a ve gerçek dine davet ettiği malûmdur...

Cenâb-ı Allah'ın, ayette geçen, (......) kelimesiyle ilgili iki görüş vardır:

1) Meşhur olan görüşe göre bu kelime, (......) kelimesi üzerine ma'tuf olup, manası, "İbrahim'in vasiyyet ettiği gibi o da vasiyyet etti" demektir.

2) (......) kelimesi, (......) kelimesine atfedilerek, mansûb okunmuştur. O zaman mana şöyle olmaktadır: "İbrahim, oğullarına ve torunu Yakûb'a vasiyyet etti..ifâdesi, Basralılara göre, gizli bir fiilinin mef'ûlü; Kûfelilere göre ise, manasında olduğu için ayetteki, fiiline mütealliktir. Ubeyy İbn Ka'b ve Abdullah İbn Mesûd'un kıraatinde, (......) şeklinde varid olmuştur.

Cenâb-ı Allah'ın, "Allah, sizin için dini seçti" buyruğundan murad, "Allahü Teâlâ, onun hakkında apaçık ve net deliller ikame etmek, sizi ona davet etmek ve başka dinlerden de yasaklamak suretiyle, o dini seçmiştir" şeklindedir.

Cenâb-ı Allah'ın, 'Öyleyse sizler, ancak müslümanlar olarak ölün" sözünden murad, onları İslâm'a teşvik etmektir. Bu böyledir, çünkü insan hiçbir an ölümden emin olamayıp, ölümden önce bir şey yapmakla emredilmiş olunca, sanki her an o şey ile emredilmiş gibidir. Çünkü o, eğer o işi hemencecik yapmazsa ölümün derhal başına geleceğinden, böylece kurtuluşa nail olmayı elden kaçırarak helak olacağından, neticede de kendisini bir tehlike ve aldanış içine sokacağından korkar.

132 ﴿