17

"Celâlim hakkı için, "Allah, Meryem oğlu Mesih'in kendisidir" diyenler inkâra düşmüşlerdir. De ki: "O halde Allah, Meryem oğlu Mesîh (İsa'yı), anası (Meryem'i) ve yeryüzünde bulunan herkesi öldürmeyi İsterse, Allah'a karşı kim durabilir?" Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin mülkiyeti Allah'a aittir. O, dilediğini yaratır ve (O) Allah herşeye kadirdir".

Âyetle ilgili şöyle bir soru vardır: "Hristiyanlardan hiçbiri, "Allah, Meryem oğlu Mesîh (İsa)'nın kendisidir" demediği halde, niçin Hak teâlâ onların böyle söylediklerini nakletmiştir?" Buna şöyle cevap verilir: Hulûliyye'den pek çoğu şöyle demektedirler: Allahü teâlâ, bazan muayyen bir insanın bedenine veya ruhuna hulul eder. Durum böyle olunca, şöyle denilebilmesi uzak bir ihtimal sayılmaz: "Hristiyanlardan bir grup kimse, bu görüşü benimsemişlerdir." Hatta bu inancın, hristiyanların taraftar olduğu görüşten doğruya daha yakın olduğu söylenebilir. Zira hristiyanlar şöyle demektedirler: "Kelime uknumu, Hazret-i İsa ile birleşmiştir." İmdi "kelime" uknumu, ya zât olur veya sıfat. . Eğer zât olursa, Allah'ın zâtı Hazret-i İsa'ya hulul etmiş ve Hazret-i İsa ile birleşmiş ve böylece bu görüşe göre, Hazret-i İsa ilâhın kendisi olmuş olur. Eğer biz, uknumun sıfattan ibaret olduğunu söylersek, sıfatın, bir zâttan başka bir zâta intikâli düşünülemez.

Sonra, "ilim" uknumunun, Allah'ın zâtından intikal ederek Hazret-i İsa'ya geçmiş olmasının farzedilmesi halinde, o zaman Allah'ın zâtının ilimden hâlî olması gerekir. Alim olmayan (bilmeyen), ilâh da olamaz. O halde bu durumda da ilâh, onların görüsüne göre, Hazret-i İsa olmuş olur. Bu sebeple, her ne kadar bu görüşü açıkça ortaya koymasalar bile, hristiyanların inançlarının neticesinin bundan başka bir şey olmadığı sabit olmuş olur.

Allah'ın İsa ve Bütün Mahluklar Üzerindeki Hakimiyeti

Sonra Allah Subhanehu, bu görüşün yanlış ve bozuk olduğuna,

"De ki: " halde Allah, Meryem oğlu Mesih (İsa'yı)' anası (Meryem'i) ve yeryüzünde bulunan herkesi öldürmeyi isterse, Allah'a karşı kim durabilir?" diyerek istidlal etmiştir. İşte bu, cezasının, şartından önce gelmiş olduğu bir şart cümlesi olup, kelamın takdiri, "O halde Allah, Meryem oğlu Mesih (İsa'yı), anası (Meryem'i) ve yeryüzünde bulunan herkesi öldürmeyi isterse, kim Allah'ı irâde ve takdir ettiği şeyden caydırabilir, geri döndürebilir?"' şeklindedir. Hak teâlâ'nın 'Allah'a karsı kim durabilir?" ifâdesi, "Allah'ın fiillerinden herhangi bir şeye kim mâlik olabilir?" demektir. Buradaki fiili, kudret ifâde etmektedir. Buna göre ifâde "Kim, Allah'ın fiillerinden herhangi bir şeyi defetmeye ve O'nun murad ettiği herhangi bir şeyi men etmeye kadir olabilir?" demektir.

O'nun "ve yeryüzünde bulunan herkes " ifâdesine gelince bu, "Hazret-i İsa suret, hilkat, cisim, terkib ve sıfat ve hallerinin değişmesi bakımından yeryüzünde bulunan insanlara benziyor. Binâenaleyh siz, Allahü teâlâ'nın her şeyin yaratıcısı ve her şeyin idarecisi olduğunu kabul ettiğinize göre, O'nun, Hazret-i İsa'nın da halikı olduğunu kabul etmeniz gerekmektedir" anlamındadır.

Daha sonra yüce Allah "Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki şeylerin hükümranlığı, Allah'a aittir" buyurmuştur. Cenâb-ı Hak, gökleri ve yeri zikrettikten sonra, buyurmuş, dememiştir. Zira O, bu ifadesiyle, iki nev'i kastetmiştir.

Daha sonra ise, "O, dilediğini yaratır ve O, her şeye kadirdir" buyurmuştur. Bu ifâdeyle ilgili olarak şu iki açıklama

a) Bu, "Allah, dilediğini halkeder. yaratır. Buna göre Allah, insanı bazan bir erkek bir dişiden yaratır ki, genel olarak carî olan hal budur. Bazan da babasız ve annesiz yaratır ki, Hazret-i Adem'in durumu işte böyledir. Bazan da, babasız olarak sadece anneden yaratır ki, işte Hazret-i İsa da böylece yaratılmıştır" demektir.

b) Allah, dilediğini yaratır. Yani "Hazret-i Isa, çamurdan kuş suretini yaptığında, Allahü Teâlâ o surette, Hazret-i İsa için bir mucize olsun diye, eti, hayatı ve uçabilme kudretini yaratır. Bazan da, yine Hazret-i İsa için bir mucize olsun diye, O'nun eliyle ölüleri diriltip anadan doğma körler ile alaca hastalığına tutulmuş kimseleri iyileştirir. Allah'ın tüterinden hiçbirisi hususunda, O'na karşı gelinemez!.." demektir.

Yahudi ve Hristiyanların "İmtiyazlı Millet" Olma İddiaları

17 ﴿