10"Andolsun, senden önceki peygamberlerle de istihza edildi de eğlenmekte oldukları şey, içlerinden o alay edenleri çepeçevre kuşatıverdi...". Bil ki, Allah'ın Resulünün, meleklerden bir melek olması gerektiğini söyleyen topluluğun bir kısmı, bu sözü istihza etmek için söylüyorlardı. Ve bu da, duyduğunda, işittiğinde Allah'ın Resulünün kalbini sıkıştırıyordu. İşte bu sebeple Cenâb-ı Hak bunu, O'nun kalbinin sıkıntısını hafifletmeye bir vesile olsun diye zikretmiştir. Çünkü, kalbi rahatlatan şeylerden birisi de, sıkıntı ve kederin sebebindeki müşterekliktir. Buna göre, Hazret-i Peygamber'e sanki şöyle denilmek istenmiştir: "Onların sana karşı gösterdikleri kötü muamele, diğer ümmetlerin kendi peygamberlerine karşı izhâr ettikten hal ve hareketlerinde de mevcuttu. Bu konuda sadece sen eziyyet görüyor değilsin; tek değilsin..." Cenâb-ı Hakk'ın, "İçlerinden o alay edenleri çepeçevre kuşatıverdi..." âyetine gelince, bunun bir benzeri de, Hak Tealâ'nın, "Halbuki kötü düzen, ehlinden (onu hazırlayandan) başkasını imha etmez" (Fatır. 43) âyetidir. Bu âyetin başında bulunan fiilinin ne manaya geldiği hususunda dilcilerin pekçok açıklaması vardır ki, bu açıklamaların hepsi de mâna bakımından birbirine yakındırlar. Meselâ en-Nadr, "onlara vâcib oldu" manasını verirken; Leys, (......) kelimesi, yapmış olduğu bir kötülük, tuzak sebebiyle, insanın başına gelen; bu sebeple ona inen musibet... demektir, Nitekim, "Allah tuzaklarını başlarına çevirdi ve, tuzakları başlarına geçti, çevrildi..." denilir" demiştir. Ferrâ da, tabirinin manasının, "onlara tekrar geldi, döndü" şeklinde olduğunu söylemiştir. deyiminin "bu, onların başına geldi, çöktü" anlamına geldiği de söylenmiştir. Zeccâc, fiilinin (kuşattı, ihata etti) manasına geldiğini söylemiştir. Ki Ezherî de, Zeccâc'ın, fiilini manasına yorumladığını belirtmiştir. Bu kelime yuvarlak şeyin başına sarılan (......) kelimesinden iştikak etmiştir. Âyetle ilgili diğer bir husus da şudur: Hak Tealâ'nın, sözünün başındaki lâfzının ne ifade ettiği hususunda iki görüş bulunmaktadır: Birinci görüş: Bununla, hem Kur'ân-ı Kerim hem de Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in getirmiş olduğu şeriat kastedilmiştir. Bu takdire göre âyette bir muzâf hazfedilmiş olup, bunun takdiri, "Onları eğlenmekte oldukları şeyin cezası çepeçevre kuşattı" şeklindedir. İkinci görüş: Bununla onların, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kendilerini inmesiyle tehdit ettiği azâbla istihza, alay etmeleri kastolunmuştur. Bu takdire göre, burada herhangi bir takdirde bulunmaya gerek kalmaz. |
﴾ 10 ﴿