11"De ki: "Yerde gezip dolaşın, sonra da bakm ki, yalanlayanların sonu nice olmuştur?" Cenâb-ı Hak bir önceki âyetle, Resulüne sabrı tavsiye ettiği gibi, aynı şekilde de kavmini bu âyetle sakındırarak, peygamberine şöyle demiştir: O ümmetine söyle: O dünyadan, onun lezzetlerinden elde ettikleri ve dünyanın leziz ve haz veren şeylerinden kendilerine ulaşan şeylerle aldanıp durmasınlar. Tam aksine, eski zamanlarda peygamberlerini yalanlayan kimselerin başlarına gelen azâb hakkında peygamberin haber verdiklerinin doğru olduğunu bilip anlamanız için, yeryüzünde dolaşın.. Çünkü siz, yeryüzünde hareket edip belde belde dolaştığında, onların izlerini ve kalıntılarını mutlaka müşahede edip göreceksiniz.. Böylece de mukayese etmeniz mükemmelleşecek, ibret alma duygunuz kuvvetlenecektir. Buna göre şayet, "Hak teâlâ'nın (......) ifadesiyle (......) ifadesi arasında ne fark vardır?" denilirse, biz deriz ki: Cenâb-ı Hakk'ın (......) ifadesi, O'nun, bunu yeryüzünde yürümenin sebebi kıldığına delâlet etmektedir. Binaenaleyh, sanki "ibret almak için yeryüzünde gezin dolaşın.. Gafil kimselerin gezip dolaşması gibi dolaşmayın..." denilmek istenmiştir. Hak teâlâ'nın, "Yerde gezip dolaşın, sonra da bakın ki..." buyruğunun manası, "yeryüzünde ticaret etmek, bunun dışında kalan faydaları elde etmenin mubah; helak olanların eserlerine bakmanın vacib olduğunu" ifade eder. Daha sonra Cenâb-ı Hak, vâcib ile mubah olan arasındaki uzaklıktan dolayı bu farka (......) kelimesiyle dikkat çekmiştir. Allah en iyi bilendir. |
﴾ 11 ﴿