85

"Onların ne malları, ne evlâdlan seni imrendirmesin. Allah bunları bu varlıkları, sırf onlar sebebiyle kendilerini dünyada azaba çarptırmayı ve canlarının, onlar kâfir oldukları halde, güçlükle çıkmasını diler".

Benzeri Olan Tevbe 55 Ayeti İle Farkı

Bil ki bu ayet, aynısıyla, bu sûrede geçmişti. Burada da zikredilmiştir. Bu iki ayet arasında, lafız bakımından farklılıklar bulunmaktadır:

1) Cenâb-ı Hak, önceki ayette, fâ harfiyle (......) (Tevbe, 55) buyurmuş, burada ise, vav harfiyle (......) buyurmuştur.

2) Allahü teâlâ, orada, (......) buyurmuş, burada ise, edatını getirmeyerek (......) buyurmuştur.

3) Orada, (......) buyurmuş, burada da lâm harfinin yerine en edatını getirerek (......) buyurmuştur.

4) Orada (......) buyurduğu halde, burada (......) kelimesini hazfederek, sadece (......) buyurmuştur. Böylece bu iki ayet arasında, işte bu dört bakımdan farklılık meydana gelmiştir. Binaenaleyh, bizim öncelikle, bu dört yönden tezahür eden farklılığın faydalarını ele almamız, sonra da, ayetin mükerrer olmasının faydasını incelememiz gerekmektedir.

Birinci makama gelince, biz diyoruz ki:

Birinci tür farklılık ki, bu Cenâb-ı Hakk'ın, birinci ayette fa harfiyle olmak üzere ikinci ayette de vav ile, şeklinde getirmesidir. Evet bu farklılığın sebebi şudur: Önceki ayette, Cenâb-ı Hak bu ifadeyi, "Onlar Allah yolunda mal harcadıklarında ancak isteksiz harcarlar" (Tevbe. 54) ayetinin hemen peşinden getirmiş, böylece onları infâk etmekten hoşlanmamakla vasfetmiştir.

Onlar bu infâki, o malların çokluğundan hayrete düşüp, onlara meftun olduklarından dolayı kerih görmüşlerdir. İşte böyle bir sebeplen dolayı Allahü teâlâ onları, bu meftun oluştan, imrenmeden, başında takibiyye fâ'sı bulunan ifadeyle nehyederek, yi buyurmuştur. Ama bu ayette, sözün daha öncek: kısımla münasebeti olmadığı için, bu nehiy, vav harfiyle getirilmiştir.

İkinci çeşit farklılığa gelince ki bu, Cenâb-ı Hakk'ın, önceki ayette dediği halde, bu ayette demesidir, bunun sebebi şudur: Böylesi sıralamalar en düşüğünden başlayarak, en kıymetlisine doğru yükselir. Meselâ, "Ben, ne emîrin durumuna imrenirim, ne de, vezirin durumuna" denilir. Bu da, o münafıkların, çoluk çocukları ile böbürlenmelerinin mallarıyla olanından fazla olduğuna delâlet eder. Bu ayetteki sıralamaysa, onlar nezdinde, bu iki şey arasında bir fark bulunmadığına delâlet eder.

Üçüncü çeşit farklılık ki, bu Cenâb-ı Hakk'ın orada, buyurup, buradaysa demesidir. Bu farklılığın faydası, Allahü teâlâ'nın hükümlerinin herhangi bir illete bağlanmasının muhal olduğuna ve her nerede talîl lamı gelirse, bu lamın en manasına geldiğine dikkat çekmektir. Bu, tıpkı, "Oysa kendilerine yalnız Allah'a ibadet etmeleri emrolunmuştu" (Beyyine. 5) ayeti gibidir. Yani, demektir.

Dördüncü çeşit farklılığa gelince bu, önceki ayette bu ayette ise buyurulmuş olmasıdır. Cenâb-ı Hak bu ayette, dünya hayatının değersizlikte 'hayat" olarak isimlendirilmeyecek bir seviyede bulunduğuna dikkat çekmek için, (......) kelimesini zikretmemiştir. Yine onun değersizliğine dikkat çekmek için, "dünya" zikredildiğinde, sadece bu lafızla yetinmek gerektiğine dikkat çekmiştir. İşte bu, lafızlar arasındaki farklılıkların izahı bu olup, Kur'an'ın hakikatlerini, özlerini bilense, ancak Allahü teâlâ'dır.

Aynı Mananın Tekrarlanmasının Sebebi

İkinci makam'a gelince, bu ayetin niçin mükerrer olduğunun izahı olup, bunun sebebi şudur: Kalbleri en fazla kendisine çeken ve gönülleri dünya ile meşgul olmaya sevkeden şeyler, mal ve evlad ile meşgul olmaktır. Böyle olan şeylerdense, defalarca sakındırmak gerekir. Mü'min kimse içinse, en fazla matlûb olan ve nazar-ı dikkate alınması gereken şey ise, Allah'ın mağfireti ve bağışlaması olduğu için, Cenâb-ı Hak pek yerinde olarak, "Şüphesiz ki Allah, kendisine eş koşulmasını bağışlamaz. Ondan başkasını, dileyeceği kimseler için, bağışlar"(Nisa, 48) buyruğunu, Nisa sûresinde iki defa getirmiştir (Nisa, 116) Netice olarak diyebiliriz ki, buradaki tekrar, tekîd ve iyice sakındırmak içindir. Mağfiret ayetindeki tekrar da, iyice ferahlandırıp ümit vermek içindir. Şöyle de denilmiştir: Allah, birinci ayetiyle, o ayet inerken kendilerinin malları ve çocukları bulunan bir grup münafığı; bu ayetiyle de, başka bir grup münafığı kastettiği için tekrar etmiştir. Aynı sözün, farklı farklı zamanlarda, birçok yerde birçok defa birçok kimseyle birlikte zikredilmesine ihtiyaç duyulduğunda, o sözün onlardan bazılarının yanında zikredilip söylenmesi, onun, diğerlerinin yanında da söylenmesine manı olmaz ve tekrarlanmasından müstağni kılmaz.

Münafıkların Savaşa Çıkmayıp Âcizlerle Birlikte Oturmaları

85 ﴿