44"Ona denildi ki: "Saraya gir." Kadın onu görünce (sarayın girişini) derin su sandı, baldırlarını açarak sıvadı. (Süleyman), "o, sırçadan mamul, düzeltilmiş ve (şeffaf) bir sahadır" dedi. (Kadın), "Ya Rabbi, muhakkak ki ben, kendime yazık etmişim. Süleyman'ın maiyyetinde alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim, (müslüman) oldum" dedi.". Bil ki Allahü teâlâ, daha önceki delillerin tümüne rağmen o kadının küfründe devam ettiğini nakledince, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın, o kadının müslüman olmasına sebep olan şeyi izhar ettiğini zikretmiştir ki, bu da, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın. "saraya gir" şeklindeki sözüdür. Sarh kelimesi, tıpkı, "Ey Hâmân, benim için yüksek bir kule yap"(Mü'min, 36) ifadesinde olduğu gibi, "köşk, yüksek saray" demektir. "Evin eyvanı" manasına geldiği de söylenir. İbn Kesir bu kelimeyi (......) şeklinde okumuştur ki, bunu şu şekilde izah edebiliriz: Bu kelimenin (sü'ûk) şeklinde cemisi dilde mevcut olduğundan müfredi de onun yerinde mütalaa edilmiştir. Mümerred kelimesi, "pürüzsüz, dümdüz" anlamındadır. Rivayet olunduğuna göre Süleyman (aleyhisselâm), Belkıs gelmeden emreder, böylece, Süleyman (aleyhisselâm) için, Belkıs'ın yolu üzerine, şeffaflık bakımından tıpkı su gibi olan bembeyaz bir köşk yapılır. Sonra da, o köşkün altına su salınır ve o suya balıklar vb. şeyler bırakılır. Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın tahtt da, o köşkün baş köşesine konulur. Böylece Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm), etrafında insanlar, cinler ve kuşlar dolanır bir durumda o tahta oturur. O bunu, o kadına, şanının ne kadar büyük olduğunu ve nübüvvetinin gerçek olduğunu bildirmek için yaptı. Cinlerin Belkıs'i Kötü Tanıtmaları İddia olunduğuna göre cinler, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın Belkıs'la evlenmesini istememişler. Bunun üzerine de, cinler, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'a Sebe' Kabilesi nin sırlarını iletmişlerdir. Çünkü Belkıs, cin taifesine mensup bir kız idi. Denildiğine göre, cinler, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın Belkıs'tan bir çocuk sahibi olmasından, böylece de o çocukta cin ve insan zekâsının bir araya gelmesi sebebiyle kendilerinin Süleyman (aleyhisselâm)'ın idaresinden daha sıkı bir idareye çatmalarından endişe ettiler. "Belkıs'ın aklında bir noksanlığı var", "onun bacakları kıllı olup, ayakları da tıpkı eşek ayağı gibidir..." şeklinde sözler yaydılar. İşte bu sebepten dolayı, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm), o tahtın şeklini ve şemalini değiştirmek suretiyle onun aklını sınadı. O köşkü de, bacaklarının durumunu öğrenmek için yaptırmıştır. Saf camın durumunun, tıpkı bir su gibi olduğu malumdur. Binâenaleyh Belkıs bunu görünce, onu, durgun bir su sandı da, ona girmek için baldırlarını açtı. Bir de ne görsünler; o, baldır ve ayak cihetinden insanların en güzeli! Bu, Hazret-i Süleyman'ın o kadınla evlendiğini söyleyenlere göre yapılan bir tuzaktır. Diğerleri ise şöyle demişlerdir: "Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın o köşkü yaptırmaktan maksadı, o toplantının muhteşem ve muazzam olmasını sağlamak içindir. Baldırların açılıp sıvanması ise, (onun su sanılmasından dolayı), ister istemez meydana gelmiştir. Ama kendisine, oranın camdan yapılmış dümdüz bir saha olduğu hatırlatılınca bacaklarını kapamış, bundan dolayı hayranlık duymuş ve bununla, Cenâb-ı Hakk'ın birliğine, Süleyman (aleyhisselâm)'ın da peygamberliğine istidlalde bulunarak, "Ya Rabbi, ben kendime, daha önceki küfre devam etmek suretiyle yazık etmişim" demiş, peşinden de, "Ben, Süleyman (aleyhisselâm)'ın maiyyetiyle birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" ifadesini eklemiştir. Yine şu da ileri sürülmüştür: O kadın, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın kendisini suda boğacağını sanmış, böylece bir şeyin olmadığını görünce de, "Süleyman (aleyhisselâm) hakkında sû-i zan'da bulunduğu için, kendime yazık etmişim" demiştir. Süleyman (aleyhisselâm)'ın Belkıs'la Evlenmesi Hakkında Alimler, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm)'ın, o kadınla evlenip evlenmediği, o kadınla bu halde mi evlendiği, yahut da, bacaklarını sıvazlamasından önce mi evlendiği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Ulemanın açıklamalarından anlaşılan, onun o kadınla evlenmiş olduğudur. Halbuki, bunun bilgisi ne Kur'ân'da yer alır, ne de sahih bir hadiste... Ibn Abbas (radıyallahü anh)'dan rivayet olunduğuna göre, Belkıs müslüman olunca, Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm) ona, "Kavminden, seni evlendirebileceğim birisini seç" dedi. Bunun üzerine kadın, "Böylesi bir saltanatı olan benim gibi bir kadınla, (alelade) adamlar evlenmez" dedi. Bunun üzerine Hazret-i Süleyman (aleyhisselâm), "Nikâh İslâm'dandır" deyince de kadın, "Eğer durum böyleyse, beni, Hemdan hükümdarı Tübba ile evlendir" dedi. Bunun üzerine de Hazret-i Süleyman onu, onunla evlendirdi. Sonra da onları Yemen'e gönderdi ve o kadın, kraliçeliğini devam ettirdi. Allah en iyi bilendir. |
﴾ 44 ﴿