6

"İnsanlardan, bilgisizce, Allah yolundan saptırmak ve o yolu bir eğlence edinmek için, boş lafa müşteri olan niceleri bulunur. İşte onlar için, rezil-rüsvay edici bir azab vardır".

Allahü teâlâ, Kur'ân'ın pek çok hikmetli ayeti ihtiva eden hakîm bir kitab olduğunu edince, kâfirlerin işinin de, o Kur'ân'ı terketmek ve başka şeylerle meşgul olduğunu söylemiştir. Bu ayette, o kâfirlerin bu hareketlerinin çok kötü olduğunu bir kaç yönden beyân eden şu hususlar vardır:

1) Hikmeti bırakıp, başka bir sözle meşgul olmak çirkin bir iştir.

2)Bu boş laf, hiç faydası olmayan bir levhiyyat olunca, bu daha da çirkindir.

3)Bazen "lehv" ile, İbn Abbas'ın da, "Latifeleşin" dediği nakledildiği gibi, latife ı yapma manası kastedilir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de, Kalplerinizi zaman zaman (latifelerle) rahatlatın" Metalibu'l-aliye, 3/137 buyurduğu nakledilmiştir.

Deylemî bu hadisi, Enes (radıyallahü anh)'den merfû olarak nakletmiştir. Bunu, Müslim'de yer alan, "Ey Hanzala, zaman zaman..." hadisi de destekler. Halk bundan, boş olan şeyler hususunda, dinen caiz olanları yapma manasını anlar. Havas ise, "Bu, Hak tarafına bakmaya bir emirdir. Çünkü ferahlama başka işle değil, ancak Hakk'a bakmakla olur" demişlerdir. Binâenaleyh ayetteki, "Allah yolundan saptırmak için..." ifâdesinden ötürü, onların maksad ve gayeleri sadece saptırmak olunca, bu fiilleri alabildiğine çirkin bir iş olmuş olur.

Cenâb-ı Allah daha sonra, o satınalma ile ilgili olarak, "Bilgisizce" yani O, bunu bilgisizce satın alır ve Allah'ın yolunu eğlence edinir. İşte bunlar için "Rezil-rüsvay edici bir azab vardır" buyurmuştur. Ayetteki "muhîn" (rezil-rüsvay edici) kelimesi, kendisinden devamlılığın anlaşıldığı bir manaya işarettir. Zira hükümdar, bir kölesine - adamına azab olunmasını emrettiğinde, ona azab edecek olan, eğer o kölenin-adamın tekrar kralın hizmetine döneceğini, kralın onu uzun süre hapiste bırakmayacağını anlarsa, ona yumuşak davranır, hafif olarak azabeder. Yok eğer onun, bir daha artık kralın hizmetine dönemeyeceğini, işinin bittiğini anlarsa, ona hiç ikramlı (yumuşak) davranmaz. O halde, Hak teâlâ'nın "azabı muhîn" ifadesi, işte buna bir işaret olup, bununla mü'minin azabı ile kâfirin azabı arasındaki fark ortaya çıkar. Çünkü mü'minin azabı, onu (günah kirinden) temizlemek içindir. Binâenaleyh mü'minin azabı "muhîn" değildir.

Ayetlere Lakaytlık

6 ﴿