7

"Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş ve sanki iki kulağında bir ağırlık (sağırlık) varmış gibi, büyüklük taslayarak, yüz çevirir işte onu, çok elem verici bir azabia müjdele".

Yani o kimse, hakikat kendisine bedava geldiği halde, tartar, bâtıl sözü parayla satın alır, hakikatten ise yüzçevirir. Bu hususu iyice düşündüğünde, bu müşterinin o boş sözü para verip almasının yanısıra, bir başka müşteri araması, kendisine hiç para vermediği bedava gelen şeyi, aramayıp hiçbir masrafta bulunmaması açısından, bu sözün ne güzel bir söz olduğunu anlarsın. Sonra esas olan, insanın bulduğu herşey ile hikmeti satın alması iken, onlar, hikmeti arama şöyle dursun, hikmet onlara bedava - zahmetsizce geldiğinde bile, onu dinlemezler. Sonra bu ayette, sıralanan başka hususlar da şunlardır:

1) Hikmetten yüz çevirme işi. Bu, çirkin bir iştir...

2) Büyüklük taslama (kibirlenme)... Zaloğlu Rüstem ile Behram'ın hikayelerini (efsanelerini) satın alıp, onlara İhtiyaç duyan kimse, hikmetten nasıl müstağni olur hikmete karşı kibirlensin?... Bir kimse, "Ben de onun gibisini söylerim" diyebiliyorsa, ancak o zaman bir söze karşı büyüklük taslayabilir. Binâenaleyh o asılsız hikayeler gibisini bile söylemeye güç yetiremeyen (dolayısıyla satın alıp okuyan) Allah katından gelen o üstün hikmete karşı nasıl büyüklük taslayabiliyor.

3) Ayetteki, "Sanki bunlan işitmemiş gibi..." ifadesi.., O söze iltifat etmeyen kibirli kimse, kendisini başka işlerle meşgul sayarak, sanki kendini bunları duymamış gibi yapmıştır.

4) Ayetteki, "Sanki iki kulağında bir ağırlık varmış gibi..." ifadesi... Bu, o kimsenin Allah'ın ayetlerinden alabildiğine yüz çevirdiğini ifade eder.

Daha sonra Allahü teâlâ, "İşte onu, çok elem verici bir müjdele" buyurmuştur. Yani, "Onun için, hor kılıcı bir azab vardır. Binâenaleyh onu bu azabla müjdele, tehdit et" demektir. Yahut bunun takdirinin, "Onların durumu olunca, onları elem verici bir azabla müjdele" şeklinde olduğu da söylenebilir.

Mü'minler Cennette

7 ﴿