32

"Ey peygamber kadınları, siz diğer kadınlardan biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'dan korkuyorsanız, size yabana (mahrem) erkeklere, yumuşak (cilveli) konuşmayın ki sonra kalbinde bîr maraz bulunanlar, bir arzuya düşerler. Sözü, maruf veçhile (ağırbaşlı) olarak söyleyin".

Allahü teâlâ, peygamber hanımlarının cezasının, başka mü'min hanımların cezasının iki katı, mükâfaatlarının da, diğer kadınların ücretlerinin iki katı olacağını beyan buyurunca, onlar tıpkı cariyeye nisbetle hür kadınlar gibi olmuş olurlar. İşte bu sebeple Cenâb-ı Hak, "Siz diğer kadınlardan biri gibi değilsiniz" buyurmuştur. Bu tıpkı birisinin, "Falanca, herhangi bir kimse gibi değildir" şeklindeki sözü manasında olup, "Onda sadece insan oluş özelliği yok. Ayrıca onda âlim, ilmiyle âmil, soylu ve şerefli olması gibi özel vasıflar vardır. Çünkü daha özel vasıf varken, o kişi daha genel ifadeyle tanıtılamaz. Çünkü birisini tanıyıp, onun insan oluşu dışında başka bir özelliğini bilmeyen kimse, "Ben bir adam gördüm" der. Eğer onu tanırsa, "Ben Zeyd'i", veya "Amr"ı gördüm" der. İşte Hak teâlâ'nın, "Siz diğer kadınlardan biri gibi değilsiniz" ifadesi de aynen böyle olup, "Sizlerde, diğer kadınlarda bulunmayan özellikler var. Meselâ siz, bütün mü'minlerin annelerisiniz ve seyyam beri erin en hayırlısının hanımlarısınız" demektir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in "Ben sizden biriniz gibi değilim" buyurarak ifade ettiği gibi, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in herhangi bir mü'min gibi olmayışı şeklinde, tıpkı onunla şeref bulan akrabaları da, başkaları gibi değildir. Bu çiftler arasında, bir tür denklik (kefâet) söz konusudur.

Daha sonra Cenab-ı Hak "Eğer Allah'dan korkuyorsanız, me yabana erkeklere, yumuşak konuşmayın" buyurmuştur. Bu ifade şu iki manaya gelebilir:

a) Bu, kendinden öncekilerle ilgili bir ifade olup, "Eğer ittikâ ederseniz, sizler herhangi Kimse gibi olmazsınız. Çünkü Allah katında, en iyi ve en şerefti olan, en müttakî sandır" demektir.

b) Bu ifade sonraki kısımla ilgili olup, "Eğer ittikâ ediyorsanız, siz yabancı îklere yumuşak konuşmayın. Çünkü Allah, çirkin bir iş olan zinadan menedince, götüren öncü şeylerden de menetmektedir. Bu da, kadınların erkeklerle îması ve konuşma şeklinde fâsık erkeğe uymaktır" demektir.

Daha sonra Cenâb-ı Allah, "Sonra kalbinde bir maraz, fısk (namussuzluk, kötü niyet) bulunanlar, bir arzuya düşerler" sözü maruf şekilde söyleyin. Yani, "Allah'ı zikir veya lüzumu kadar konuşma kabilinden söz söyleyin" demektir.

Yüce Allah, "Yumuşak (işveli-cilveli) konuşmayın" buyurunca, bundan sonra, maruf veçhile söyleyin" buyurmuştur ki bu, bunun bir kısım eziyet ve münker olmayıp, makul söz söyleme emridir. Çünkü İhtiyaç halinde söylenmesi matlub da sadece budur.

Vakarla Oturun, Dolaşmayın

32 ﴿