33"Vakar ile evlerinizde oturun. Evvelki câhiliyyet yürüyüşü gibi yürümeyin. Samazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin. Allah ve Resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler". Ayetteki (......) kelimesi, "karâr" masdarından olup, muzaaf harflerinden biri düşürülmüştür. Nitekim Cenâb-ı Hak (vakıa, 65) buyurmuştur. Bu kelimenin "vakar" masdarmdan olduğu da ileri sürülmüştür. (Buna göre (......) şeklinde okunur.) Nitekim Arapça'da, (......) denilir. Allahü teâlâ "Evvelki câhiliyyet yürüyüşü gibi yürümeyin" buyurmuştur. Bunun, "Kınla döküle, kırıtarak yürümeyin" manasına olduğu söylenmiştir. Yine bundan muradın, "Süslerinizi ortaya koymayın, göstermeyin" manası olması da muhtemeldir. Ayetteki, "Evvelki câhiliyye"nin manası hususunda da şu iki izah yapılmıştır: a) Bununla, Nûh (aleyhisselâm) zamanında olanlar, sonraki cahiliyye ile de, ondan sonrakiler kastedilmiştir. b) Bu, bir diğerinin olmasını gerektiren bir "evvel"lik değildir. Aksine bunun manası tıpkı bir kimsenin, "Nerede o ilk (evvelki) zorba kisrâlar?" demesi gibi, "Evvelki (eski) cahiliyye yürüyüşü gibi yürümeyin" demektir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Namazı dosdoğru küm, zekâtı verin. Allah ve Resulüne itaat edin" yani "Mükellefiyet sadece nehiylerde değildir ki "Yumuşak konuşmayın", "Cahiliyye yürüyüşü gibi yürümeyin" ifadeleriyle elde edilmiş olsun. Tam aksine mükellefiyet hem nehiy, hem emirler hususundadır. O halde kendini büyük gören zorbalara benzememe demek olan namazınızı kılın, kerîm ve rahîm olana benzemek demek olan zekâtınızı verin ve Allah'a itaat edin" buyurmuştur. "Mükellefiyet sadece bu bahsedilenlere mahsus değildir. Binâenaleyh Allah'ın emrettiği herşeyi hakkıyla yerine getiriniz ve Allah'ın nehyettiği herşeyderv de son derece kaçınınız." Daha sonra Allahü teâlâ "Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler" yani "Size verilen mükellefiyetlerden istifâde edecek olan Allah değildir. Allah yaptıklarınızdan faydalanmaz. Bunun faydası size aittir. Allah'ın bu şeyleri size emretmesi, sizin menfaatiniz içindir" buyurmuştur. Bu ifadede şöyle bir incelik vardır: Bazan kirin-pisliğin bizzat kendisi ortadan kalkar, giderilir, ama o yeri tam temizlenmiş olmaz. O halde "Allah sizden ancak kiri gidermek ... diler" ifadesi, "Günahlarınızı silip, giderir" manasına; "Sizi tertemiz yapmak diler" ifadesi de, "Size keramet (şeref) elbiselerini giydirir" manasınadır. Daha sonra Allahü teâlâ, bu ifadenin muhtevasına, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ailesinin (Ehl-i Beytinin) hem kadınları, hem de erkekleri girsin diye, kadınlara hitabı bırakıp, "Sizden (anküm) diyerek, erkeklere hitab etmiştir. Ehl-i Beyt'in kimler olduğu hususunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Evlâ olan, bunların, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in çocukları ile hanımları olduğunun söylenmesidir. Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin ve Hazret-i Ali de onlardandır. Çünkü Hazret-i Alt, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı ile evliliği ve Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den ayrılmayışı sebebi ile ehl-i beytten olmuştur. |
﴾ 33 ﴿