11

"Allah sizi bir topraktan, sonra bir meniden yarattı. Sonra da sizi çift çift yaptı. O'nun ilmi olmaksızın, hiçbir dişi gebe olamaz ve doğuramaz. Uzun ömürlü olana çok ömür verilmesi ile (kısa ömürlü olanın) ömrünün kısaltılması hâriç olmamak üzere, herşey bir kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bunlar Allah'a kolaydır".

Biz, tevhidin delillerinin çokluğuna ve sayısızlığına rağmen, âfâkî ve enfüsî deliller olmak üzere bunların iki kısma hasredildiğini defalarca anlatmıştık. Nitekim Allahü teâlâ da bu hususta, "Onlara, âfâktaki (dış dünyadaki) ve enfüsteki (yani insanların kendilerinde ve iç dünyalarında) delillerimizi göstereceğiz" (Fussilet, 53) buyurmuştur. Binâenaleyh Allahü teâlâ, göklerdeki âfâkî delillerde, gökten gönderdiği meleklerden ve yer ile, yerde salıverdiği rüzgârlardan bahsedince, "enfüsî" delilleri de getirmeye başlamıştır. Bunun izahını, daha önce defalarca yapmıştık. Bu ayetteki "topraktan" kelimesinin, Hazret-i Adem (aleyhisselâm)'in yaratılışına, "Sonra bir meniden" kelimesinin de, âdemoğullarının yaratılışına bir işaret olduğunu belirtmiştik. Cenâb-ı Hakk'ın bu ifadesinin, harhangi bir te'vile (yoruma) muhtaç olmadığını, aksine "sizi (...) yarattı" ifadesinin, bütün insanlara bir hitab olduğunu, bütün insanların da Hazret-i Adem (aleyhisselâm)'in çocukları olup, topraktan ve meniden yaratılmış olduklarını beyan etmiştik. Çünkü insanların hepsi meniden, meni gıdadan (yiyeceklerden), gıdalar da netice İtibarıyla toprak ve sudandır. O halde İnsan, topraktan meydana gelmiş olan menidendir.

Ayetteki, "Hiçbir dişi gebe olmaz ve doğurmaz" ifadesi, "Cenâb-ı Hakk'ın ilminin mükemmel oluşuna" bir işarettir. Çünkü yaratılmazdan önce rahimlerde olan ile, yaratılıp da anasının rahminde olduğu müddetçe, hiç kimse o rahimde olanın durumunu bilemez. Çünkü hâmile olan anne bile, ona dâir bir şey bilemez.

Allahü teâlâ, "Allah sizi topraktan yarattı" ifadesiyle, kudretinin mükemmel oluşunu bildirince, "Onun ilmi olmaksızın, hiçbir dişi, gebe olmaz ve doğurmaz" ifadesiyle de, ilminin mükemmelliğini anlatmıştır.

Daha sonra Allahü teâlâ, "Uzun ömürlü olana çok ömür verilmesi ile (kısa ömürlü olanın) ömrünün kısaltılması hâriç olmamak üzere, herşey bir kitabta yazılıdır" ifadesiyle de, iradesinin geçerliliğini anlatmıştır. Böylece de Kendisinin kâdi, âlim, irâde sahibi bir zat olduğunu, putlarda ise, kudret, ilim ve irade sıfatlarının (özelliklerinin) bulunmadığını, dolayısıyla hiçbir ibadete müstehak olmadıklarını beyan buyurmuştur.

Allahü teâlâ, "Şüphe yok ki bu, yani topraktan yaratma işi, Allah'a kolaydır" buyurmuştur. Bununla, "Ömürleri uzatma ve kısaltma Allah'a kolaydır", "Dişinin gebe olduğu şeyi bilmek Allah'a kolaydır" ve "Bütün bunlar, Allah'a kolaydır" manaları kastedilmiş olabilir. Ama birincisi daha uygundur. Çünkü "kolay" ifadesinin, bir fiil ve iş hakkında kullanılması daha uygundur.

Tatlı Ve Tuzlu Su

11 ﴿