17"Allah'a güç de değildir" buyurmuştur. Yani "Gidermek ve getirmek Allah'a zor değildir." demedir: Cenab-ı Hak aziz lafzını bazan, "kendi zatıyla kaîm olan" hakkında kullanmıştır. Çünkü O, kendisi hakkında "Allah, kuvvetli ve Azizdir" (Ahzab, 25). Yine bu sûrede de, "Allah azız, (yegâne galip) ve gafurdur" (Fâtır, 28) buyurmuştur. Allahü teâlâ bu vasfı, "başkasıyla kâim olan şeyler" hakkında da kullanmıştır. Nitekim O, "Bu, Allah'a azız (güç) değildir" ve "Sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve azîz (güç) gelir" (Tevbe 128) buyurmuştur. Binâenaleyh, ayrı ayrı iki yerde kullanılan bu kelime, aynı manaya mı gelir, yoksa iki farklı manaya mı? Biz diyoruz ki, Arapça'da aziz, galip ve üstün gelen demektir. Nitekim, "Galip gelen, soyar" denilir. O halde Allah, azizdir; yani, "yegâne galiptir" demektir. Herhangi bir şahıs, bir işe güç yetiremez, onun karşısında bir varlık gösteremezse, o işe nisbetle, "o mağlub olmuştur" denilir. O halde Cenâb-ı Hakk'ın buradaki ifadesi, "Bu iş, Allah'ı, mağlub edemez. Tam aksine bu, Allah'a göre çok basittir" demektir. Cenâb-ı Hakk'ın, (Tevbe, 128) ifadesi ise, "Sizin sıkıntıya uğramanız, insanı ezen ve mağlûp eden bir iş gibi, Hazret-i Peygamber'i üzer ve ona eziyyet verir" anlamındadır. |
﴾ 17 ﴿