17"(Elçiler) dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki, biz gerçekten size gönderilmiş kimseleriz. Üzerimize düşen iş, apaçık bir tebliğden başkası değildir" Bu ifade, o elçilerin, sırf yalanlanma ile bu işi bırakmadıklarına, bıkıp usanmadıklarına, aksine hakikati onlara defalarca, tekrar tekrar anlattıklarına ve yemin ederek te'kid ettiklerine bir işarettir. Çünkü onlar böyle demişler ve sözlerini, lâm-ı te'kid ile, vurgulamışlardır. Çünkü "Allah'ın bilmesi" yemin yerine geçer (ve yeminin cevabı lâm ile gelir). Zira olmayan şeyler hususunda, "Allah biliyor ki" diyen kimse, Allah'a cahillik isnad etmiş olur ki bu, tıpkı yemini bozmanın cezayı gerektirmesi gibi, bir ikab sebebidir. Ayetteki, "Rabbimiz biliyor" ifadesinde, kâfirlere bir red vardır. Çünkü o kâfirler, "Siz de insansınız" demişlerdi. Bu böyledir, çünkü Allah onların elçi olduğunu bilince, bu tıpkı, "Allah, peygamberliği kime vereceğini bilir"(En'am, 124) ayeti gibi olur, yani, "O, herşeyi bilen ve herşeye kadir olan bir zattır. Binâenaleyh ilmi ile, bu göreve bizi seçti" demektir. Daha sonra onlar, kendilerini teselli için, "Üzerimize düşen iş, apaçık bir tebliğden başkası değil" demişlerdir. Bu, "Biz üzerimize düşeni, elimizden geleni yapıp, mes'ûliyetten kurtulduk" demektir. Onlar böylece, o kavmi düşünmeye teşvik etmişlerdir. Çünkü onlar, "Bizim görevimiz sadece tebliğ" deyince, bu, o elçiler onlardan hiçbir ücret istemedikleri, bir makam ve mevki elde etme sevdasında olmadıkları, işlerinin sadece bir tebliğ ve hatırlatma olması açısından, o kâfirlerin elçilerin halleri üzerinde iyice düşünmelerini gerektirir. Bu, insanı tefekküre sevkeden şeylerdendir. Ayetteki "mübîn" (apaçık) ifadesi, şu manalara gelebilir: a) Bu, "hakkı, bâtıldan mucize ve burhanlarla ayıran bir tebliğdir" demektir. b) "Bu, bizim herkes için gönderildiğimizi gösteren bir tebliğdir." Yani, "Bu peygamberlik görevimizi, bir-iki şahsa tebliğ etmemiz, bu hususta yeterli olmaz." c) Bu, hakkı alabildiğine açıklayan bir tebliğdir. Binâenaleyh bu iş yapıldığı hakte, onlar bunu kabul etmezlerse, oranın helaki gerekli olur." Kâfirlerin, bundan sonraki cevapları şöyle demeleri olmuştur: |
﴾ 17 ﴿