6"Onlara muvaffakiyet verir, hallerim iyileştirir. Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokar...". Eğer bir önceki ayetteki fiil, veya (......) şeklinde okunursa, bu ayette bulunan "hidâyet" işi, hem dünyevî hem de uhrevî manadaki hidayet olmuş olur. Yok eğer, meçhul sığasıyla (......) şeklinde okunursa,, bu hidayet, sadece ahirette söz konusu olup, buna göre mevzûbahs ayetin manası, "Allah, savaşan mü'minleri, kabirlerinde bekletmeksizin, cennet yollarına, onları mutlu kılacak yollara iletir" şeklinde olur. Bu ayette yer alan (......) kelimesinin manası, Cenâb-ı Hakk'ın, "onların hallerini iyileştirdi"(Muhammed, 2) ayetinin tefsiri gibidir. Ne var ki, bu iki ayette kullanılan ifadelerden birisinin mazi, diğerinin muzarî olması meselesine gelince, bunu şöyle izah edebiliriz: Cenâb-ı Hak orada (Muhammed, 2)'de, mü'minlere, imanları ve salih amelleri sebebiyle va'dettiği şeyi va'dedip ve iman ile salih amel de onlardan sudur edince, bunun mükâfaatını, olmuş bitmişliğe delâlet eden sîga ile, mazî sîgasıyla beyan buyurdu.. Burada ise onlara, savaşmaları ve ölmeleri öldürmeleri sebebiyle va'dde bulunup, lafızda da, istikbâle delâlet edecek kelime kullanınca, çünkü (Muhammed, 4) ifâdesi istikbale delâlet eder, muzari sığasıyla, 'Ve hallerini iyileştirecek" buyurmuştur. Daha sonra Cenâb-ı Hak "onları, cennete sokar" buyurmuştur. Cenâb-ı Hak sanki, o mü'minleri yeniden hasrettiğinde, cennetin yoluna sevketmiş; onlara o yolda, izzet ve ikram elbisesini, yani hallerin iyileştirilmesi elbisesini giydirmiş, daha sonra da "cennetine sokmuştur." Binâenaleyh, ayetin bu ifadeleri, ayette bahsedilen durumların meydana geliş sırasına göre yer almıştır. Bu ayetteki, "Kendilerine tanıttığı..." ifâdesi hakkında şu izahlar yapılabilir: 1) Bu, herkesin, kendi yerini ve makamını, kalacağı yurdunu bileceği anlamındadır. Öyle ki, cennetlikler, dünyada iken, cum'a namazını kılıp, sonra da yeryüzüne dağılıp yerini yurdunu tanıdığı için kolaylıkla bulan kimselerden daha mükemmel bir biçimde cennetteki yerini bilirler. Ve herkes, kendi yerine varıp oturur. Kimi alimler de, kişinin, bu dünyada iken amellerini yazmakla görevli olan meleğin, onu cennete götürüp oraya yerleştireceğini söylerler. 2) Ayetin bu ifadesi, "Cenâb-ı Hak o cenneti, onlar için güzelleştirdi, hoş hale getirdi..." anlamındadır. Nitekim, Arapça'da da, "Güzel, temiz, leziz yiyecek" anlamında, deyimi kullanılır. 3) Zemahşeri şöyle demiştir: ifâdesinin manasının, "Sınırlarını çizdiği, belirlediği..." şeklinde olması muhtemel olup, bu, "sınırlarını çizdi, tahdîd etti..." anlamında olan "Avlunun, sınırlarını çizdi, belirledi. şeklindeki deyimden gelmektedir. Cenâb-ı Hakk'ın, cennetin sınırlarını tahdîd etmesi de, O'nun, "Eni göklerle yer kadar olan cennete koşuşun" (Al-i İmrân, 133) ayetinde anlatılan husustur. Şöyle de denebilir: Bu ayette, "işte bu, ... mirasa kılındığına cennettir" (Zuhruf. 72) ayetinin manası kastedilmiştir. Cenâb-ı Hak, bu beyanı ile bu cennetlere işaret etmiş ve cennetliklere, o cennetlerin işte bu cennetler olduğunu bildirip, tanıtmıştır. Bu husustaki bir başka izah da şudur: "Bu ifâdenin manası, "Cenâb-ı Hak, onlara, öldürülmelerinden önce o cennetleri tanıttı" şeklindedir. Çünkü şehîd, vefat etmeden önce, kendilerine cennetteki makamı ve mevkii gösterilir de, böylece o da ona arzu duyar, iştiyak duyar." Bir başka izah da şudur: "Cenâb-ı Hak onları cennetine sokar; cennetleri niteleyip vasfetmeye hacet de yoktur.. Çünkü Allahü teâlâ o cennetleri onlara defalarca tanıtmış ve pekçok defa tavsif etmiştir." Diğer bir üçüncü izah olarak da şu söylenebilir: "Bu ifâde, yitiğin ilân edilmesi kabilindendir. Çünkü Allahü teâlâ, "Şüphesiz ki Allah, hak yolunda öldürmekte, kendileri de öldürülmekte olan mü 'minlerin canîannı ve mallarını kendilerine cennet mukabilinde- satın almıştır" (Tevbe, 111) buyurunca, O adeta sanki, "Kim, malı veya canı mukabilinde cenneti satın alır, ona tâlib olur?" demiş de, şehîd olan zât da bu ilanı duymuş, o cennete karşı istenen meblağı bedeli vermiş, bunun üzerine, Cenâb-ı Hak da onu cennetine sokuvermiştir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, savaştan dolayı söz konusu olan mükâfaat ve ücreti beyan edince, mü'minlerin savaşa daha çok yönelmelerini sağlamak ve bu hususa iyice teşvik etmek için onlara, dünyada da yardım edeceği va'dinde bulunarak: |
﴾ 6 ﴿