15"Mü'minler ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resulüne iman edip, sonra şüpheye sapmaz. Allah yolunda, mallarıyla ve canlanyla cihad ederler. işte onlar, sâdık olanların tâ kendileridir" Ayetin bu ifadesi, "inandık" diyen o bedevileri gerçek imana davet eden bir ifadedir. İşte bundan dolayı Hak teâlâ, "Eğer iman etmek istiyorsanız, bilin ki gerçek mü'min, Allah'ı ve Peygamberini tasdik edip, sonra da şüpheye düşmeyen kimselerdir, yani gerçek mü'minler, imanın, yakîn (kesin) bir inanç olduğna kesinkes inanmış kimselerdir.." buyurmuştur. Ayetteki "sonra" edatı, anlatımda bir sonralığı ifade eder. Buna göre, Allah, "Onlar iman edenlerdir" buyurmuş sonra da, "Birşey daha ilave edeyim, onlar şüpheye de sapmam ıslardır" demiştir. Bu (......) edatının, fiilde bir "sonralığı" ifade etmiş olduğu da söylenebilir. Buna göre takdir, "Onlar, Allah'a ve Resûlüllah'a iman edip, sonra da Hazret-i Peygamberin haşır-neşir (Kıyamet) hakkında söylediği şeyler hususunda şüphe etmediler" şeklindedir. Ayetteki, "Mallarıyla ve canlanyla cihad ederler" cümlesi de bunu destekler ve "Onlar, bu dünya yurdundan sonra bir de âhiret yurdunun olduğuna kesin inanmışlardır ve onun için cihad ederler" demektir, "işte bunlar, imanlarında sâdık olanların ta kendileridir" yoksa sırf lafta iman ettiğini söyleyip, amellerini şirkten arındırmayan o bedeviler değildir. Allah'a Gizli Yok |
﴾ 15 ﴿