14

"Onlardan evvel Nûh kavmi, Ress yaranı, Semûd (kavmi) de yalanladılar. Ad Firavun ile Lût'un ihvanı, Eyke yaram ve Tübba' kavmi de... Herbiri peygamberlerini yalanladılar da, benim tehdidim (onlara) hak oldu..."

Cenâb-ı Hak, onların hâlini ve günahlarını bunlar için bir hatırlatma olsun diye, peygamberlerini yalanlayanlardan bahsetmiş ve bunları, onları helak ediş ve köklerini kazıma azabı ile inzâr etmiştir ki, bunun tefsiri açık olup, burada Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i tesellî söz konusudur ve peygamberin durumunu, tıpkı kendinden önce gelen peygamberlerin durumu gibi olduğuna dikkat çekme vardır ki, kavimleri, o peygamberleri yalanlamış, o peygamberler buna sabretmiş, derken Allah da o yalanlayanları imha ederek peygamberlerini takviye etmiştir.

Abhab-ı Ress

Ayetteki, "Ress yaranı" ifâdesi hakkında, müfessirlerin çeşitli izahları vardır. Kimileri, bunların, Şuayb (aleyhisselâm)'ın kavmi olduğunu söylerken, kimileri de, bunların, şehrin en uç noktasından o mü'min zatın kendilerine geldiği kimseler, yani Hazret-i İsa (aleyhisselâm)'nın kavmi olduğunu söylemişlerdir. Kimileri de, bunların, Ashâb-ı Uhdûd olduğunu söylemişlerdir. er-Ressu, bunların, kendisine nisbet edildikleri yerin ismi olabileceği gibi, bir fiil de olabilir. Ki bu da, bu kelimenin, "kuyu eşmek" anlamına gelmesidir. Nitekim, bir kimse bir kuyu eştiğinde "Resse fiilânun" deyimi kullanılır ki, bu husus Furkan Sûresi'nde geçmişti.

Nûh (aleyhisselâm) Kavmi Hakkında, Kavm-i Nûh

Cenâb-ı Hak burada, Lût (aleyhisselâm) kavmi hakkında buyurmuştur. Çünkü Lût (aleyhisselâm), İbrahim (aleyhisselâm)'ın kavminden kendisinin de tanıdığı bir cemaata peygamber olarak gönderilmişken, Nûh (aleyhisselâm) büyük bir kitleye gönderilmiş idi. Cenâb-ı Hak, dememiş, ama demiştir. Ve yine, buna mukabil, demiştir. Çünkü Firavun, mağrur, kavmini hafife alan ve kavminin işleri hususunda kendi bildiğine giden despot birisidir. Tubba' ise, kavmine itimât eden bir kimsedir. Böylece, nazar-ı dikkate alınan, Firavun olduğu için, Cenâb-ı Hak dememiştir.

Ayetteki "Herbiri peygamberlerini yalanladılar da, benim tehdidim (onlara) hak oldu..." ifâdesi hakkında muhtemel şu iki izah yapılabilir;

a) "Onlardan herbiri, kendi peygamberlerini yalanladı.. Dolayısıyla onlar, o peygamberleri yalanlamış olurlar. Bu manaya göre, er-Rüsül kelimesinin başındaki elif-lâm, ahd-i haricî olmuş olur.

b) En doğru olan bu görüşe göre, onlardan herbiri, bütün peygamberleri yalanladılar.

Mananın böyle olması halinde, kelimenin başındaki elif-lâm cins için olmuş olur. Bu da şu iki şekilde izah edilebilir:

1) Kendi peygamberlerini inkâr eden herkes, bütün peygamberleri yalanlamıştır.

2) En doğrusu olan bu görüşe göre, burada bahsedilenler, hem risâlet müessesesini, hem de haşri tamamen inkâr edenlerdir.

Ayetteki, ifâdesinin manası ise, "Allah'ın, onların aleyhine, o peygamberlerine, yardım edeceğine ve o kavimlerini imha edeceğine dair olan vaîdi hak oldu" anlamındadır.

Yaratmada Âciz Kalmadık

14 ﴿