7"O, en yüksek ufukta idi". Meşhur olan, buradaki "O" zamirinin, Cebrail (aleyhisselâm)'e râcî oluşudur. Buna göre mana, "Cebrail, Allahü teâlâ'nın kendisini yarattığı şekilde, doğu ufkunda doğruldu. Büyüklüğünden ötürü, bütün doğu ufkunu kapladı" şeklindedir. Ama zahir olan, bu zamir ile, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) kastedilmiş olup, manasının "O, hakikaten bir mekânda bulunma açısından değil de, rütbe ve değer açısından yüksek bir mekânda iken, bir mekânda doğruldu" şeklinde olmasıdır. Eğer, "Allahü teâlâ. Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, Cebrail (aleyhisselâm)'i ufukta ayan-beyan gördüğüne işaret etmek için, (başka bir ayette) "Andolsun kî o, onu apaçık ufukta gördü" (Tekvir. 23) buyurmuş iken, senin izahın nasıl doğru olur?" denilirse, biz deriz ki: O ayet hakkında da, burada dediğimizi deriz. Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Cebrail (aleyhisselâm)'i, kendisi apaçık bir ufukta iken görmüştür. Nitekim bir kimse, "Ayı gördüm" der de, ona "Nereden gördün?" denilir. O da "çatıdan" der, yani gören, çatıda görülen değil... "Mübîn", ayıran demek olup, (ayırdı) fiilindendir. Yani, "O peygamber, insanların derecesiyle, meleklerin mertebesi arasını ayıran ufukta idi." Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o derece yükseldi ki, müntehaya. son noktaya ulaştı, bazı peygamberler gibi nebî oldu. Vahy kendisine hem uyku halinde, hem normal durumunda, hem de iki makamı ayırdeden ufuk-i a'lâya vasıl olduğunda gelirdi. İmdi eğer, "Daha sonra gelen ifadeler, senin benimsediğin fikrin aksine delâlet ediyor. Çünkü, "Sonra yaklaştı. Derken sarktı" (Necm, 6) ve "Andolsun ki onu diğer bir defa da sidretü'l-müntehâ'nın yanında gördü o"(Necm,13-14) ayeti, senin verdiğin mananın aksine delâlet etmektedir" denilirse, biz deriz ki: Bunun, inşaallah, bahsettiklerimize uygun olduğunu, ilgili ayetlerin tefsirini yaparken açıklayacağız. Buna göre eğer, "Birçok hadis de, senin söylediğin şeyin aksine delâlet etmektedir. Çünkü haberlerde (hadislerde) varîd olduğuna göre, Cebrail (aleyhisselâm) kuvvetini, aslî şekli üzere Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e göstermiş, böylece de doğu ufkunu kaplamıştır. Deriz ki: Bunun böyle olmadığını söylemiyoruz. Ama hadiste, Allahü teâlâ'nın bu ayetle, anlatılan bu şeyi kastettiği de belirtilmemiştir. Dolayısıyla hadise muhalefet söz konusu değildir. Biz, ancak şunu söylüyoruz: Cebrail (aleyhisselâm) kendisini, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e iki kez göstermiş ve kanatlarını açmıştır. Derken de böylece doğu ufkunu kaplamış ve örtmüştür. Fakat ilgili ayet, bunu izah için gelmemiştir. Miracdan Halka Dönüş |
﴾ 7 ﴿