16"O (gördüğü) zaman, Sidre'yi buruyordu onu bürümekte olan...". Bu ifâdeyle ilgili birkaç mesele vardır: Birinci Mesele Bu ifâdenin başındaki edatının âmili, kendinden önce geçenler mi, yoksa sonra gelenler midir? Bu hususta, iki izah bulunmaktadır. Şimdi biz bunun âmilinin kendisinden önce ifâdeler olduğunu söylersek, bu hususta şu iki ihtimal söz konusudur. Ki bunların en açığı, bunun âmilinin (......) fiilinin olmasıdır. Buna göre, mânâ "Peygamber onu, Sidre'yi bürüyen şeyi, onu bürüdüğünde gördü.." şeklinde olur. öteki ihtimal ise, "Bunun âmili, (......) masdannda âmil olan fiildir.." denilmesidir. Buna göre kelâmın takdiri, "O onu bu inişin, Sidre'yi bürüyen şeyin onu bürümesi zamanında gördü.." şeklinde olur ki, bu da, "O peygamberin inişi, ancak, Sidre'de ilginç şeyler zuhur ettikten ve onu bürüyen şey, onu bürüdükten sonra olmuştur.." demektir. Bu durumda, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yeniden inişi, faydasız ve hikmetsiz olarak geri dönmediğine bir işaret olmuş olur. Biz bunun âmilinin, kendisinden sonra gelen şey olduğunu söylersek, bu durumda ondaki âmil, (Necm,17) cümlesi olmuş olur. Ki bu, "Onun gözü, Sidre'yi bürüyen şey Sidre'yi bürüdüğü vakitte (bile hedefinden) sapmadı, meyletmedi.." demek olur ki, biz bu hususu, bu âyeti tefsir ederken ele alacağız. Sidre Sen, yaptığın izahların birinde, Sidretü'l-Müntehâ ifâdesinin, "doruk noktaya ulaşmış bir şaşkınlık anlamına geldiğini söyledin. Ayetteki, (......) ifâdesi, bu izaha göre, bir çelişkiyi çağrıştırmaktadır. Binâenaleyh bunun tashihi ve izahı mümkün müdür? Biz deriz ki: Şöyle demek mümkündür: Buradaki "bürüme" ile kastedilen, hâl üzerine bir başka halin bürünmesi olup, bu da, bu şaşkınlık hâli üzerine bir de görme ve yakînen hissetme hâli gelmiştir.." demektir. O halde, "Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), aklın gördüğü şeyden hayrete düştüğü bir sırada ve Allah'ın fazlından ve rahmetinden kaynaklanmak üzere, o ha) üzere gelen şeylerin gelip de arız olduğu bir sırada gördü.." demektir. Ama, birinci mânâ doğrudur. Çünkü, biraz önce de bahsettiğimiz gibi, Sidre'nin meyvelerini Hecer mevkiinin küp gibi olan meyveleri gibi olduğu hakkındaki rivayet, Sidre'nin bir ağaç olduğuna delâlet etmektedir. Sidre'yi Bürüyen Sidre'yi bürüyen şey nedir? Biz deriz ki, bu hususta da izahlar bulunmaktadır: 1) Bunlar, altından olan kelebek veya çekirgelerdir. Bu görüş zayıftır. Zira, bu husus, ancak nakîî bir delil ile sabit olabilir. Bu görüş zayıftır. Zira, bu husus, ancak naktî bir delil ile sabit olabilir. Şimdi bu hususta sahiîh bir haber var ise, bu mutlaka te'vîl edilir. Yok eğer sahîh bir haber yoksa, bunu söylemenin, bir-âlemi yok... 2) "Sidre'yi, adetâ kuşlar gibi olan melekler bürümüştürler." Bu, olabilir. Çünkü orası, meleğin öteye geçemediği bir mekândır. O halde bu demektir ki, tıpkı insanların Kabe'yi ziyaret edip orada toplanmaları gibi, melekler de oraya kadar yukselebiliyor, onunla şerefleniyor, onunla teberrük ediyor ve onu ziyaret ediyorlar. 3) Allah'ın nurları... Bu, açıktır; zira Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oraya Sidre'ye; varınca, Cenâb-ı Hak (Hazret-i Musa hadisesinde olduğu gibi), dağa tecellî ettiği gibi, oraya tecellî etmiş, derken onun nurları, zuhur etti.. Ancak ne var ki, Sidre, o dağdan daha güçlü ve daha kararlı. Dolayısıyla, o dağ unufak, paramparça olurken, bu ağaç hareket dahi etmemiş, Musa da bayılıp yere düşerken Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), sarsılmamış dahi. 4) Bu, tâzîm ifâde eden bir kapalılık ve mübhemiyettir. Nitekim bir kimse, bir yandan ortaya koyma bir yandan da gizleme hareketi içine girerek "Hükümdarın yanında, Öyle şeyler gördüm ki deme gitsin.." der. Yeğşa Âyetteki (......) ifâdesi "örtüyor, buruyor.." mânâsına gelebileceği gibi (......) kelimesi de bu anlamdadır "gelme" anlamına gelmesi de muhtemeldir. Nitekim Arapça'da "Falanca, her vakit beni buruyor.." denilir. Yani, "Bana gelir.." Her iki vecih de muhtemeldir. "Allah gelir, gider" diyenlerin görüşüne göre bu fiilin "gelmek" mânâsına gelmiş olması doğruya daha yakındır. Nebî (aleyhisselâm) Hedeften Asla Sapmadı |
﴾ 16 ﴿