3

"O hak olan... Nedir o hak olan... O gerçeği sana hangi şey bildirdi".

Hakka

Bu ayetlerle İlgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Alimler, ayette yer alan "Hakka" kelimesiyle kıyametin kastedildiği hususunda ittifak etmişlerdir. Ama, "hakka" kelimesinin manasının ne olduğu hususunda ihtilaf ederek şu izahları yapmışlardır:

1) "Hak", var olan, mevcut olan demektir. O halde, "hakka" da, meydana gelmesi zorunlu olan, mutlaka gelecek olan ve geldiği hususunda şüphe olmayan kıyamet demektir.

2) "Hakka" her şeyin, asıl mahiyeti nasılsa öylece anlaşıldığı zaman demek olup, bu manasıyla bu ifade, senin, "Hakikatini bilmiyorum" manasındaki deyimine varıp dayanır. Bu manaya göre "hakka" kelimesi, aslında kıyamet ehli için olduğu halde, kıyametin kendisine nisbet edilmiş olur.

3) "Hakka",haklar sahibi anlamında olup, bunlar da, doğruluğu kesin olan şeyler, demektir. Kıyametin halleriyle ilgili olarak mesela, mükafaat, ceza vs. şeyler, vukuu ve meydana gelmesi kesin olan şeylerdir. Binâenaleyh, bütün bunlar, olması gerekli olan zorunlu haklardır.

4) "Hakka" (hak, gerçek) anlamındadır. Bu kelime (......) ise (......)'dan daha hususi ve daha gerekli olandır. Nitekim sen, mesela, "Hakkım.." anlamında, (......) dersin. Bu izaha göre, "hakka", hak anlamında olmuş olur ki, bu izah, birinci izaha yakın bir izahtır.

5) Leys şöyle demektedir: "Hakka", gelmesi hak olan olup, bu, Cenâb-ı Hakk'ın, "Onun vukuunu yalanlayacak hiçbir şey yoktur" (Vakıa, 2) ayetinin manası olmuş olur.

6) "Hakka", her sapığın ve her hidayete ermiş kimsenin yaptıklarının karşılıklarını almalarının hak ve gerçek olduğu, tahakkuk ettiği an demektir ki, bu an da, kıyamettir.

7) "Hakka", herkesin içinde bulunmasının zorunlu olduğu vakit demektir.

8) Kendisinde bütün mükelleflerin amellerinin neticelerinin mevcut olduğu ve gerçekleştiği hak, gün demektir. Çünkü o günde, mükafaat ve ceza tahakkuk edecek ve artık gözetilmekten çıkmış olacaktır. Bu, Zeccâc'ın görüşüdür.

9) Ezherî de şöyle der: "Benim görüşüme göre kıyamete bu ad, Allah'ın dini hususunda, bâtıl ile mücadele eden herkesi yeneceği ve aldatacağı için verilmiştir. Buna göre mana, "O, her hasımla mücadele eder ve onu yener" demek olup, bu da senin, "Mücadele ettim, onu yendim, hakkından geldim.." anlamında olan, ifadesine varıp dayanır.

10) Ebû Müslim de, "Hakka, "Rabbinin sözü gerçekleşti" ifadesindeki fiilin fail veznidir" demiştir.

İkinci Mesele

Hakka, merfû mübtedâ; haberi ise, ifadesi olup, takdiri mana, "Hakka, nedir o hakka? Hangi şeydir o?" şeklinde olur. Bu, onun şanını yüceltmek ve dehşetinin azametinin had safhada olduğunu belirtmek içindir. Böylece bu demektir ki, ism-i zahir, onun dehşetini daha fazla ifade edeceği için, zamirin yerinde getirilmiştir. Bunun bir benzeri de, "Kâria, nedir o kâria (kıyamet)..."(Kâria, 1-2) ayetidir.

"O gerçeği sana hangi şey bildirdi..." Yani, "O hakka'nın ne olduğunu, sana hangi şey bildirdi.." demek olup, bu da, "Sen onun künhünü ve boyutlarını bilemezsin. Çünkü o, büyüktük ve azamette, hiçbir kimsenin aklının ve vehminin ulaşamayacağı bir niteliktedir. Binâenaleyh, sen her ne zaman, onun durumu hakkında bir tahminde bulunsan, bilesin ki o, senin tahmininden daha büyüktür" demektir. (......) deyiminin tahliline gelince, merfû, mübtedâ ve istifham; (......) de, (......)'nın, istifham manasını taşımış olmasından dolayı talîk edilmiş (yani, lafzan amelden ilga edilmiş) bir fiildir.

Birinci Kıssa: Âd ve Semûd kıssası.

3 ﴿