18

"Binâenaleyh de ki: Temizlenmeye bir meylin var mı?".

Bu ayetle ilgili olarak şöyle birkaç mesele var:

Birinci Mesele

"Senin, bunda veya buna meylin (niyetin) var mı?" manasında, dediğin gibi, aynı manada, da denilir. Vahidî şöyle demektedir: "Bu ifadenin, mübtedası, lafzen mahzuf, manaca maksuddur (mevcuttur). Buna göre ayetin takdiri, "Senin temizlenmeye bir ihtiyaç veya arzun var mı?" şeklindedir. Nitekim şair de, "Söyleyin bakalım, sizin bu konuda bana ihtiyacınız var mı? (Yani; var).. Çünkü ben, çok zeki ve akıllı kimseleri aciz bırakan şeyleri çok iyi bilirim." Ayetteki ifadenin takdirinin, "Temizlenmeye bir çare ve yolun var mı?" şeklinde olması da muhtemeldir.

İkinci Mesele

Ez-Zekî bütün kusurlardan arı, temiz olan demektir. Nitekim Cenâb-ı Hak, "Temiz bir cana kıydın öyle mi?" (Kehf,74) ve "Muhakkak ki onu temizleyen felaha ermiştir" (Şems, 9) buyurmuştur. O halde bu kelime, Hazret-i Musa (aleyhisselâm)'nın, Firavunu kendisine davet ettiği her şeyi cami olan, içine alan bir kelimedir. Çünkü ayetten kastedilen mana, "Sen, kendisi yüzünden, uygun olmayan her şeyden temizleneceğin bir şeyi yapmak istemez misin?" şeklinde bir manadır. Bu ise, tevhid ve şeriatla ilgili olan şeylerin tümünü yapmakla olur.

Üçüncü Mesele

(......) ifadesi, mahreç yakınlığı olduğu için, "tefe'uf'un tâ'sı zâ'ya idgam edilip, şeddeli olarak, ve şeddesiz olarak şeklinde olmak üzere iki şekilde okunmuştur.

İstifham-ı Takriri

Mu'tezile, Allah'ın, kulun fiillerini yaratması fikrini reddetmek için, bu ayete tutunarak şöyle demektedir: "Bu, takriri (olumlu) olan bir istifham olup, "senin, kendini temizleme imkanın vardır" demektir. Şimdi şayet butemizleme işi, Allah'ın fiiliyle olmuş olsaydı, bu sözü ona Musa (aleyhisselâm) söylemiş olurdu..." Bu gibi, fikirlerin cevabı daha önce geçmişti.

Beşinci Mesele

Cenâb-ı Hak, Hazret-i Musa (aleyhisselâm) İle kardeşi Harun (aleyhisselâm)'a, "Ona yumuşak söz söyleyin " (Taha, 44) buyurunca, adeta sanki o, Hazret-i Musa (aleyhisselâm) ile kardeşi Hârun (aleyhisselâm)'a, böyle yumuşak söylemelerini emretti. Binâenaleyh bu, Allah'a davet konusunda mutlaka, yumuşak söz ve şefkatin bulunması, ama kabalık ve sertliğin terkedilmesi gerektiğine delalet etmektedir, işte bundan dolayı Cenâb-ı Hak, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, "Şayet sen sert ve katı kalbli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi" (Al-i İmran, 159) buyurmuştur. İşte bütün bunlar, insanlara sert davranıp taassupta Heri gidenlerin, Allah'ın, peygamberlerine ve nebilerine emrettiği şeyin adeta zıddını yaptıklarına delalet etmektedir.

Dinde Rehber İhtiyacı

18 ﴿