6

"Onlar için Dari' dikeninden başka bir yiyecek yoktur"

ayetinin ifade ettiği husustur. Alimler, ayette geçen Dari' kelimesinin ne demek olduğunda ihtilaf etmiş ve şu izahları yapmışlardır:

1) Hasan el-Basri, "Bu kelimenin ne demek olduğunu bilemiyorum. Bu hususta da, sahabeden hiçbir şey duymadım” derken.

2) Yine, Hasan el-Basrî'nin şöyle dediği de rivayet edilmiştir: "Dari', tıpkı, "elîm, semî, bedî' " kelimelerinin, mu'limu, musni', mubdi' anlamlarına gelmesi gibi, “Mudrı” acı veren anlamında olup, bu, "Onların yiyecekleri ancak, kendisinde bulunan sertlik, acılık ve hararetten dolayı, alınması halinde, kendilerini hor ve zelil olmaya, perişanlığa sevkeden yiyeceklerdendir" demektir.

3) Bu kelime, "şıbrık", denilen dikenin kuru haline denir. Ki bu, develerin yemiş olduğu bir diken türüdür. Bu, yaş olduğu zaman, develer onu yer; ama kuru olduğunda ise, develerin kendisinden iyice kaşındığı bir diken olup, öldürücü bir zehirdir de aynı zamanda. Nitekim Ebû Zu'eyb: "Doyurucu ve kandırıcı şıbrık otu otlardı. Derken, Şıbrık solup da dikenli bir hale (Dari') gelince, onun etleri gidip cılızlaştı... (yaşlı, arık bir hale geldi)" demiştir. Ki, buradaki “En-nehâisu” kelimesi, “nahûs” kelimesinin çoğulu olup, bu da yaşlı deve demektir. Bu, müfessirlerle dilcilerin ekserisinin görüşüdür.

4) Halil kitabında, "Etin altında, kemiği de üzerinde bulunan cilde, tabakaya darî' ismi verilir" demiştir. Buna göre Cenâb-ı Hak bu yiyeceği, oluşla nitelemiş olur. İşte bu yüzden de, o şey, ne semirtmiş, ne de açlığı gidermiştir.

5) Ebu'l-Cevzâ da, bu kelimeye, (cenîni çevreleyen) zar manasını vermiştir. Said ibn Cübeyr'in, "Bu, dikenli bir ağaçtır" şeklindeki sözü de, buna yakın bir ifadedir." Daha sonra Ebu'l-Cevzâ sözüne devamla şöyle der: "O halde, bu dikeni yiyen, daha nasıl semirebilir ki!?" Hadiste de şöyle varid olmuştur: "Darî', cehennemde bulunan, dikene benzeyen, sabr bitkisinden daha acı, cîfe'den daha pis kokulu, ateşten daha daha hararetli bir şeydir."

Kaffâl da şöyle der: Ayet-i kerimede, cehennemliklerin yiyecek ve içeceklerinin dile getirilişinin maksadı, onların,.alabildiğine zelil ve perişan olacaklarını beyandır. Zira, cehennemlikler uzun müddet, aç ve susuz olarak, o zincirler ve bukağılar içinde ayakta dikilip, derken ateşe atılınca, onlar orada bir su ve bir tür bitki görürler.. Böylece bu cehennemlikler, kendilerini saran açlık ve susuzluğu dindirme arzusu duydular da, o suyun, kandırmayan, tam aksine içlerini dışlarını kavuran; o bitkinin de, doyurmayan, açlığa fayda vermeyen bir şey olduğunu gördüler de, kendilerindeki o açlığı ve susuzluğu giderme hususundaki arzuları bitkinlige ve ümitsizliğe düştüler. Nitekim Cenâb-ı Hak "Eğer onlar (susuzluktan) feryad ve istimdâd ederlerse (kaynamış ve) kaim bir sıvıya benzer, yüzleri kavuran bir su ile imdat olunacaklar" (Kehf,.18/29) buyurmuş ve bu halin, hep devam edeceğini, hiç sona ermeyeceğini beyan etmiştir ki bundan Allah'a sığınırız.

Gislîn ve Darî

Burada şöyle birkaç soru sorulabilir:

Birinci Soru: Cenâb-ı Hak, Hakka Sûresi'nde, "Onun için bugün burada kendisine, hiçbir yakın dost yoktur. "Gislîn" (irin)den başka yiyecek de yoktur" (Hakka, 69/35-36) buyurmuş, burada ise, "Onlar için "dari' dikeninden başka yiyecek yoktur" buyurmuştur. Halbuki "darî", "gislîn"den başkadır?

Buna da iki bakımdan cevap verilir:

1) Cehennem, tabaka tabakadır. Ehl-i cehennemin, bir kısmının yiyeceği, zakkum; bir kısmınınki "gislîn", bir kısmınınki de darî (diken)dir. Aynen bunun gibi bir kısmının içeceği "hamım", bir kısmınınki ise, "sadîd"dir. Çünkü, "O (cehennemin) yedi kapısı, her kapının birer payı var" (Hicr, 15/44)

2) "Gislîn'in, "dari'den olması ve bunun böylece, bir kimsenin, "Koyunlardan başka yiyeceğim" yok deyip, sonra da "Sütten başka yiyeceğim yok" demesi gibi olması da muhtemeldir. Bu iki sözde bir çelişki yoktur. Çünkü süt, koyundandır.

Cehennemde Bitki Biter Mi?

İkinci Soru: Cehennemde nasıl bitki bitebilir? Bu soruya şu iki bakımdan cevap verilir:

1) Ayet "darî", cehennemde biten, cehennemliklerin yediği bir bitkidir" manasında değildir. Ayetteki bir darb-ı mesel (benzetme)dir. Ehl-i cehennem, kendilerini hiç doyurmayacak şeyleri yer dururlar, yahut, tıpkı azığı "darî" (diken) olan kimsenin, onu yerken işkence çekişi gibi, cehennemlikler açlıkla işkence görürler.

2) Şöyle de denebilir: "Evet, cehennemde bitki bulunabilir. Çünkü etten-kemikten-kandan olmasına rağmen, insan bedeninin nasıl cehennemde süresiz kalışları akıldan uzak değilse, orada bitki bitmesi de uzak görülemez. Cehennemdeki zincirler, bukağılar (Prangalar), akrebler, yılanlar için söylenecek söz de böyledir.

Açlığı Gidermeyen Yiyecek

6 ﴿