4"Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık". Buradaki "insan"dan murad, şu bildiğimiz mahiyettir, insandır. "Takvîm" ise bir şeyi, te'lif ve terkibi hususunda, olması gerektiği en güzel biçime sokmak demektir. Nitekim Arapça'da bu manada, “Kavvemtuhu, tekvimen, festekâme vetekavveme” "Ben onu kıvamına getirdim, en güzel biçime koydum, o da en güzel biçime girdi" denilir. Alimler ayetteki, "en güzel biçim"in ne olduğu hususunda şu izahları yapmışlardır: 1) Allahü teâlâ, insan hariç, her canlıyı yüzü koyun yürüyecek şekilde yaratmıştır. İnsanı ise, dimdik, boylu boslu ve yiyeceği şeyleri eliyle aiıp yiyen bir şekilde yaratmıştır. 2) Esamm, bu en güzel biçimin, insanın aklının, anlayışının, edebinin, ilminin ve açıklamalarının mükemmelliğinde yattığını söylemiştir. Velhasıl birinci görüş, insanın zahiri biçimi ile, ikincisi de, batini (manevi-ruhi) biçimi ile alakalıdır. Kâdî Yahya b. Eksem'in, ayetteki "takvim"i şekil güzelliği ile tefsir ettiği rivayet edilmiştir. Çünkü nakledildiğine göre, onun zamanındaki bir kıral, mehtaplı bir gecede, hanımı ile başbaşa kalmış ve "Eğer şu aydan daha güzel olmazsan, şöyle şöyle ol (boş ol)" demiş. Böylece Yahya b. Eksem hariç, herkes, bunun yemininden hânis olacağı fetvasını vermiş. Yahya b. Eksem ise, bunun yeminini bozmayacağını söylemiştir. Bunun üzerine kendisine, "Sen hocalarına muhalefet ettin" denildiğinde ise, o "Fetva ilme göredir. Yemin olsun ki bunun böyle olduğuna hepimizden daha alim olan Allahü teâlâ fetva vermiştir. Çünkü O, "Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık" buyurmuştur" demiştir. Bazı salih kimseler de, "Ya Rabbi, dünyada bize şekillerin en güzelini verdin. Binâenaleyh ahirette de fiillerin en güzelini ver, yani günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı görme" demişlerdir. |
﴾ 4 ﴿