5

"Sonra da onu aşağıların aşağısına çevirdik".

Bu ayetle ilgili olarak şu iki izah yapılabilir:

1) İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle der: "Cenâb-ı Hak bu ayetiyle, erzel-î ömrü ifade etmiş olup, bu tıpkı, "O, erzel-i ömre döndürülür" (Hacc, 22/5) ayeti gibidir." İbn Kuteybe ise, ayetteki "sâfilîn" ile güçsüzler, kötürümler ve çaresizlerin kastedildiğini söyler. Nitekim Arapça'da, “Alâ, yeulu, âlin, âlune”, denildiği gibi, “Sefile, yesfulu, sâfilun, sâfilune” denilir. Cenâb-ı Hak bu ayetiyle ihtiyar kimsenin bunayacağını; duymasının, görmesinin ve aklının zayıflayacağını; çaresizlik içine düşeceğini, artık salih amellerde bulunmaktan aciz kalacağını, böylece de herkesin altında kalacağını anlatmak istemiştir.

Ferrâ şöyle der: "Eğer ayetteki ifade, “Esfele sâfili” şeklinde olsaydı, yine doğru olurdu. Çünkü "insan" kelimesinin lafzı müfreddir. Zira mesela sen, “Hazâ efdalu kâimi” "Bu, ayakta olanların en faziletlisidir" dersin, ama “Hazâ efdalu kâimine” diyemezsin. Fakat ayette cemî olarak "safilîn" kullanılmıştır. Çünkü "insan" kelimesi mana bakımından cemi olup, şu ayetlerde de böyledir "Sıdkı (Kur'ân'ı) getiren ve onu tasdik eden var ya, işte bunlar müttakilerdir" (Zümer, 39/33), "Biz insana, katımızdan tattırdığımızda, bundan hoşlanır. Ama onlara bir kötülük isabet etse..." (Şûra, 42/48).

2) Mücâhid ve Hasan el-Basrî'nin söylediklerine göre, ayetin bu ifadesi, "Sonra da onu cehenneme göndeririz" manasınadır. Nitekim Hazret-i Ali (aleyhisselâm) şöyle der: "Cehennemin kapılarının bazısı, diğerlerinden daha alttadır. İşe önce en dipteki kapıdan başlanır ve orası doldurulur. İşte esfel-i sâfilîn (aşağıların aşağısı) budur." Buna göre mana, "Biz onu esfel-i sâfilîn'e, yani cehenneme göndeririz" şeklinde olur.

Mü'minlerin Korunması

5 ﴿