6"Ancak iman edip de salih amellerde bulunanlar müstesna... Çünkü onlar için kesilmez mükafaat vardır". Bil ki ayetteki bu istisna, önceki ayetle ilgili birinci görüşe göre, istisnâ-ı munkati olup, mana "Fakat sâlih-mü'min ihtiyarlara gelince, bunların eskiden taatlarına devam etmelerinden ve Allahü teâlâ'nın kendilerini ihtiyarlık ve yaşlılıkla denemesine, güçlüklere, ibadetleri yerine getirmeye ve artık ellerinden tutulur olmadıklarına karşı, sabredip-göğüs germelerinden ötürü, kendileri için sürekli bir mükafaat vardır" şeklinde olur. İkinci görüşe göre ise, bu istisna, istisnâ-yı muttasıl olur. Ayetteki, "Onlar için kesilmez bir mükafaat vardır" ifadesiyle ilgili, şu iki görüş ileri sürülmüştür. 1) Onlar için, noksansız ve kesintisiz bir mükafaat vardır. 2) Başlarına kakılmayan bir mükafaat vardır." Bil ki bütün bunlar, mükafaatın (ecrin) sıfatıdır. Çünkü mükafaatın kesintisiz olması ve başa kakılmak suretiyle boğaza takılmaması, insanı pişman etmemesi gerekir. |
﴾ 6 ﴿