8

"Şüphesiz o, hayır sevgisinde pek şediddir".

Ayetteki "hayır" "Eğer geride bir hayır, yani mal bırakırsa..." (Bakara, 180) ve "Ona bir hayır (mal) isabet ettiği zaman, nankördür" (Meâric. 21) ayetlerinden de anlaşıldığı gibi, "mal" manasınadır. Çünkü insanlar, "mal"ı kendi aralarında "hayır" sayarlar. Nitekim Allahü teâlâ da, mücahidlere isabet eden, yaralanma ve harb sıkıntılarını, "Onlara bir kötülük isabet etmemişti" (Al-i imrân, 174) ayetinde, "kötülük" diye isimlendirmiştir.

Şedîd

"Şedîd", cimri-kısnık manasınadır. Bu manada, "falanca, şedidedir, müteşeddiddir" denilir. Şair Tarafa da şöyle der: "Ben ölümün, seçkin ve değerli kimselere tuzak kurduğunu; çok cimri ve ahlaksız kimselerin de en güzel mallarını ellerinden çekip aldığını görüyorum." Sonra bu ne demek olduğu hususunda şu izahlar yapılabilir:

1) O, malı çok sevdiği için, alabildiğine eli sıkı ve cimridir.

2) Buradaki "şedîd" ile, kuvvetli manası kastedilmiştir. Buna göre mana, "O, malı sevme, dünyayı tercih etme, dünyanın peşinde gezme ve onu elde etmek için uğraşma hususunda, alabildiğine güçlü ve kuvvetli, ama Allah'a ibadetlerini sevme ve nimetlerine şükretme hususunda, son derece zayıftır" şeklinde olur. Çünkü sen birisi bir şeye güç yetirip, onu zapt-u rabt altına aldığında dersin.

3) Allahü teâlâ bununla, "O hayırları (malları) sevme hususunda, eli açık ve yumuşak yüzlü değildir, fakat alabildiğine eli sıkı ve tutucudur" manasını murad etmiştir.

4) Ferrâ ayetin takdiri mananın, "Muhakkak ki o, mal hususunda alabildiğine bir sevgi taşımaktadır" şeklinde olabileceğini; bunun da, "O, mali seviyor; malın da, kendisini sevmesini arzu ediyor" demek olduğunu; fakat ilk ifadede geçen "hubb" (sevgi) sözü ile yetinilerek, ikinci cümlede aynı kelime tekrarlanmadığını; bunun tıpkı takdirinde olmak üzere, (ibrahim, 18) buyurup da, birincisi ile yetinilmesi gibidir.

5) Kutrub da ayetteki takdirin şeklinde olduğunu ve tıpkı, senin manasını kastetmen gibi olduğunu söylemiştir.

İnsan Haşrolunacağını Düşünmez Mi?

Bil ki Allahü teâlâ insanın kötü fiillerini kendine sayıp dökünce, onu tehdid ederek şöyle buyurmuştur:

8 ﴿