5"Hayır hayır. Andolsun ki o, hutameye atılacak. O hutamenin ne olduğunu sen nereden bileceksin ki?". Ayetteki, "hayır, hayır" kelimesiyle ilgili olarak şu iki izah yapılır: a) Bu, böyle yanlış sanılandan caydıran bir ifade olup, mana, "Durum, senin sandığın gibi, malın insanı ebedileştireceği şeklinde değildir. Aksine insanı ebedileştiren ilim ve salih ameldir" şeklindedir. Hazret-i Ali (radıyallahü anh)'nin, "Mal biriktirenler öldü. Halbuki onlar canlı idiler. Alimler ise, zaman geçtikçe ebedileşen kimselerdir" şeklindeki sözü de bu manadadır. b) Bu kelime, "gerçekten" manasınadır. (......) fiilinin başındaki lâm, mukadder kasemin (yeminin) bir cevabının başına gelmiştir. Binâenaleyh bu, "kellâ"da, yemin manasının mevcut olduğuna delalet eder. Hak teâlâ'nın "Andolsun ki o Hutameye atılacak" ayetine gelince, Cenâb-ı Hak bunu hor ve hakir kılma, rezil-rüsvay etme" manasına gelen "nebeze" fiiliyle ifade etmiştir. Çünkü kafir, kendisinin şanlı-şerefli kimselerden olduğuna inanmaktadır. "Kafir ve topladığı o mal cehenneme atılacak" manasında, ayetteki fiil, şeklinde tesniye olarak okunduğu gibi, "Kafir ve bütün taraftarları cehenneme atılacaktır" manasında, cemî olarak, şeklinde de okunmuştur. "Hutame"ye gelince, Müberred şöyle der: "Hutame, içine düşen herkesin, un-ufak eden, kırıp-geçiren cehennem demektir. Nitekim yanındakilerin yiyeceklerini de yiyen, "çok obur kimse" manasında denilir. Arapça'da hatm "kırmak" manasınadır. Yine Arapça'da,"çobanların en şerlisi, kırıp dökendir" denilir. Nitekim hayvanları sürerken, itip-kaktığı, vurup-kırdığı için, çobana, ve denilir. Müfessirler, "hutame"nin, cehennemin isimlerinden biri olduğunu ve cehennemin ikinci tabakasını teşkil ettiğini söylemişlerdir. Mukatil de şöyle der: "Hutame, kemikleri kırıp döken, etleri yiyen, kalblere hücum edendir." Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de, "Melek kafiri yakalar ve tıpkı, odunun diz üzerine konulup kırıldığı gibi, onu belinden kırar ve cehenneme atar" buyurduğu rivayet edilmiştir. Cehenneme Hutama Denilmesinin Manası Bil ki cehennemin bu isimle anılmasının fayda ve inceliği şunlardır: 1) Şekil (kafiye) bakımından bir birlik sağlamak... Buna göre Hak teâlâ sanki, "Eğer sen hümeze, lümeze isen, unutma ki senin ardında da hutame var" demek istemiştir. 2) Kaş-göz işaretiyle, başkasının şerefiyle oynayıp, onun kıymetini düşürmek için, nasıl hümeze bir çaba sarfediyorsa, Hak teâlâ da, "Ey hümeze, senin arkanda da hutame var. Hutame'de de kırılma dökülme var. O da şeni kıracak ve seni cehennemin dibine düşürecek" demek istemiştir. Fakat hümeze, ancak kaş-göz işaretiyle kırıp geçirdiği halde, hutame, geride hiç birşey bırakmayacak biçimde kırıp döken demektir. 3) Hemmâz ve lemmaz, insanların gıybetini eden, adeta ölü eti yiyen kimselerdir. Hutame de, insanın derisini ve etini yakıp-yediği için, cehenneme verilen bir isimdir:' Şöyle de denilebilir: Cenâb-ı Hak, "Hümeze" ve "Lümeze" diye iki sıfat zikretmiş, sonra da bu iki sıfata, tek bir isimle mukabelede bulunmuş ve "Senden iki şeye karşılık, Benden tek bir şey al. Çünkü bu tek şey yeter ve artar bile" demiştir. Bunun üzerine sanki birisi, "Bir şey, iki şeyin yerini nasıl tutabilir" demiş de, bunun üzerine Cenâb-ı Hak, "Sen, o tek şeyin ne olduğunu bilmediğin için böyle söylüyorsun" demiştir. İşte bu yüzden burada, "O hutamenin ne olduğunu sen nereden bilebilirsin ki?" buyurmuştur. |
﴾ 5 ﴿