9

"Uzatılmış sütunlarda...".

Bu ifadeyle ilgili olarak birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele

Bu ifade, ayn ve nûn'un dammesiyle mîm'in sükûnuyla ayn ve mîm'in fethasıyla (......) şekillerinde okunmuştur. Ferrâ şöyle demektedir: (......) ve (......) ifâdeleri, tıpkı, (......) ve (......) kelimelerinde olduğu gibidir. Müberred ve Ebû Ali de şöyle demektedirler: amed: amûd kelimesinin cem'ul-cemî'dir. Amûd kelimesinin çoğulu ise - Resûl'ün rüsul ve zebur'un zübûr şeklinde çoğul yapılması gibi umud kelimesidir.

İkinci Mesele

(......) ağaç veya demirden olup dikdörtgen tarzında olan şeye denir. Ve, bir binanın temeli ve direğidir. Nitekim, bir evin kendisi sayesinde ayakta durduğu şeye, ifadesi kullanılır.

Üçüncü Mesele

Ayetin tefsiri hususunda şu iki şey söylenebilir:

1) Bunlar, tıpkı şehrin bina kapılarının kapanması gibi, kendisi ile o kapılarının kapanmış olacağı direklerdir, sütunlardır. (......)'deki (......) (-bi: ile) manasında olup, "O cehennem, cehennemliklerin üzerine, cehennemin önüne çekilmiş direkler ile kapatılır" demektir. Cenâb-ı Hak, yerine dememiştir, çünkü bunlar, çok oldukları için, sanki kapılar onların içindeymiş gibidirler.

2) Mana, "Cehennem, cehennemlikler uzatılmış o direklerin içinde, tıpkı, kendileriyle kuzuların taşındığı kafesler ve vagonlar gibi, elleri kollan bağlanmış olduğu halde, o cehennemliklerin üzerine kapatılır" şeklinde olur.

Ey Ekremu'l-Ekremîn olan Allah'ım, bizi cehennemden koru, uzak tut (amin)!

9 ﴿