4

"Düğümlere nefes eden kadınların şerrinden".

Bu ayetle ilgili birkaç mesele var:

Birinci Mesele

Ayetle ilgili, iki görüş var:

Birinci Görüş: "Nefes", tükrükle birlikte üflemektir. Keşşaf sahibi böyle dmiştir. Bazıları, "nefes, sırf üflemek manasınadır. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, "Cebrailkalbime şöyle üfledi, telkin etti"hadisindeki kelimede, bundandır. "Ukâd", "ukde"nin (düğümün) çoğuludur. Bunun sebebi şudur: Sihir yapan, sihir için birşey okumaya başladığında, eline bir ip alır ve ona durmadan düğüm üstüne düğüm atar ve bu düğümlere üfler. Burada, "nâfisât" kelimesi, şu sebeplerden dolayı müennes olarak getirilmiştir:

1) Bu sihir sanatını kadınlar daha çok yaparlar. Çünkü onlar, düğüm a,tar ve o düğümlere üflerler. Bu böyledir çünkü sihirde en büyük maksad, bununla kalbi bağlamaktır. Buna olan gayreti ve düşünceyi sağlamlaştırmaktır. Bu ise bilgileri az, şehvetleri (arzuları) çok olan kadınlardan olur. Dolayısıyla onların bu işi, daha kuvvetli olur. Ebû Ubeyde, "Düğümlere nefes eden kadınlar", Yahudi Lebîd b. A'sâm'ın, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sihir yapmış olan kızlarıdır" demiştir.

2) Ayetteki "neffâsât" ile, "nefs"ler kastedilmiştir.

3) Bundan murad, cemaatlar (topluluklar)dır. Çünkü bir sihir yapmak için toplanan sihirbazlar, her ne zaman daha kalabalık olursa, tesir daha şiddetli olur.

İkinci Görüş: Ebû Müslim'in görüşüdür. Buna göre, "Neffâsat"ın şerrinden" ifadesi, "Bağlanmış olan, yani erkeklerin kararlarına ve görüşlerine bağlı (mahkum) kadınların şerrinden (Allah'a sığınırım)" demektir. Bu "bağ" (düğüm), "ipin bağlanması" tabirinden istiaredir. "Nefes", çözülmesi kolay olsun diye, üzerine tükürmek suretiyle, ipin düğümünü yumuşatmak-kolaylaştırmaktır. Buna göre ayetin manası şöyledir. Kadınlar, erkeklerin kalbinde büyük bir sevgiye sahip oldukları için, erkekler üzerinde tasarruf ederler ve onları bir görüşten bir görüşe, bir karardan, başka bir karara çevirirler. Dolayısıyla, Allahü teâlâ, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ine, onların şerrinden sığınmayı emretmiştir. Nitekim bir başka ayette de, "Hanımlarınızdan ve çocuklarınızdan, size düşman olanlar var. Onlardan sakının" (Teğabün, 14) buyurmuştur. Bundan dolayı, Allahü teâlâ, Yusuf (aleyhisselâm)'un dilinden: "Şüphesiz sizin hileniz büyüktür" (Yusuf, 28) buyurarak, onların hile ve tuzaklarının büyüklüğünü belirtmiştir. Bil ki, eğer çoğu müfessirin görüşünün aksine olmasaydı, bu güzel bir görüştür.

Sihir ve Mu'tezile

Mu'tezile, sihrin tesir edebileceğini kabul etmez. Bu mesele daha önce geçmişti. Alimler, "O sihir yapan kadınların ve (erkeklerin) şerrinden Allah'a sığınmanın şu üç sebebi vardır" demişlerdir:

1) Onların sihir yapmadaki amellerinin günahından sığınma.

2) Onların, sihirleri ile insanları fitneye uğratmasından sığınma.

3) Ölüm ve deliliğe sebep olan, adi yiyecekleri yedirmelerinden sığınma.

Hasedcinin Şerri

4 ﴿