111

"Yahudi ve hıristiyan olandan başkası asla cennete giremez" dediler. Bu, onların kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz delilinizi getirin."

"Yahudi ve hıristiyan olandan başkası asla cennete giremez dediler."

Yani yahudiler: Yahudi olandan başkası cennete girmeyecek, dediler. Hıristiyanlar da hristiyan olandan başkası cennete girmeyecek, dediler.

el-Ferrâ' (âyet-i kerimede geçen şekliyle): "hûden" kelimesinin "yahudi" anlamına gelmesini câiz görmüştür. Böylelikle o sondaki fazlalığın hazfedilmesini ve bu kelimenin "hâid"in çoğulu olmasını câiz görmektedir. (Bu kelime de tevbe eden ve dönen anlamındadır).

el-Ahfeş Said der ki: Olandan başkası" âyetinde kelimesi kimse lâfzına uygun olarak tekil gelmiştir. Daha sonra yahudiler" kelimesini çoğul getirmiştir. Çünkü "kimse" anlamındaki edat, çoğul anlamını vermektedir: Bu, onların kuruntularıdır" âyetinin, ye harfi şeddeli değil de, med harfi olarak da okunabilir.

Buna dair açıklamalar daha önceden (78. âyet-i kerimede) geçmiş bulunmaktadır. Allah'a hamdolsun.

"De ki:" Îmanınıza ve cennete gireceğinize dair söylediğiniz sözlerinizde

"eğer doğru söyleyenler iseniz delilinizi getirin" yani bu söylediklerinizi delil ile açıklayın.

"De ki: Delilinizi getirin" âyetindeki: getirin" âyetinin aslı şeklindedir. Ağırlığı dolayısıyla önce ötre hazfedildi, sonra da arka arkaya ilki sakin (harekesiz) harf geldiğinden yâ harfi hazfedildi. Müzekker müfred emr-i hayırda , müenneste ise denilir.

Burhan (delil), kesin bilgi veren delil ve belge demektir. Çoğulu "berâhîn" gelir. Sultan ve selâtîn, kurban ve karâbîn gibi. Taberî der ki: Burada delil istemek nazarın (kıyasın) kabul edilmesi gereğini ve kıyası reddedenlerin de görüşlerinin reddedilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

111 ﴿