118

Bilmeyenler: "Allah bizimle konuşmalı yahut bize bir âyet gelmeli değil miydi?" dediler. Onlardan öncekiler de tıpkı onlar gibi böyle söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzemiş. Biz yakin sahibi olanlara âyetleri apaçık bildirmişizdir.

"Bilmeyenler". İbn Abbâs'a göre, Yahudiler, Mücâhid'e göre hıristiyanlardır. Taberî de bunu tercih etmiştir. Çünkü âyet-i kerimede öncelikle sözü edilenler bunlardır. (Yahudi ve hıristiyanlardır). er-Rabi', es-Süddî ve Katâde ise: Arap müşrikleridir, demişlerdir.

"... meli değil miydi (levlâ)" edatı teşvik içindir. Nitekim el-Eşheb b. Rumeyle de şöyle demektedir:

"Yaşlı develeri kesmeyi öğünülecek en üstün işlerinizden sayıyorsunuz

ey iri yarı fakat, bayağı fakir, ve ahmak olanların oğulları!

Siz miğfer giyinmiş kahramanlarla (öğünmeli) değil miydiniz?"

Buradaki "levlâ" başkası varolduğu için birşeyin imkânsız olduğunu ifade eden "levlâ" türünden değildir. Dil bilginlerince ikisi arasındaki fark şudur: Teşvik anlamına gelen ile birlikte açık yada mukadder bir fiilden başkası gelmez. Olmayacağını ifade eden ile birlikte hemen ardında mübteda gelir ve çoğunlukla da haberi hazfedilir.

Bu ifadelerinin anlamı şudur: Allah, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın peygamber olduğuna dair bizimle konuşmalı değil mi? Biz de böylelikle onun peygamber olduğunu bilelim, ona inanalım. Ya da o bize peygamber oluşuna bir alamet teşkil edecek bir âyet getirmeli değil mi? Âyet ise delalet ve alamet olup buna dair açıklamalar bundan önce Mukaddime'de sûre, âyet, kelime ve harfin anlamına dair yapılan açıklamalar bahsinde verilmiş bulunmaktadır.

"Onlardan öncekiler" âyeti ile kastedilenler, "bilmeyenlerden kastın Arap kâfirleri olduğunu söyleyenlerin görüşüne göre yahudiler ve hıristiyanlardır. Buna karşılık "bilmeyenler"den kasıt yahudiler ve hristiyanlardır diyenlerin görüşüne göre ise, "onlardan öncekiler" den kasıt, daha önceki ümmetlerdir. "Bilmeyenler"den kastın hıristiyanlar olduğunu söyleyenlere göre ise "onlardan öncekiler" ile kastedilenler yahudilerdir.

"Kalpleri birbirine benzemiş" yani işi yokuşa sürmek, mucize gösterilme teklifi ve imanı terketme hususunda birbirlerine benzedikleri şeklinde açıklanmıştır. el-Ferrâ' der ki: Küfür üzerine ittifak etmeleri açısından

"kalpleri birbirine benzemiş" demektir.

"Biz yakîn sahibi olanlara âyetleri apaçık göndermişizdir." âyetinde yer alan

"yakîn"e dair açıklamalar daha önceden (el-Bakara, 4. âyette) geçmiş bulunmaktadır.

118 ﴿