268Şeytan sizi fakirlikle korkutur. Ve size fahşâyı emreder. Allah ise size kendi katından bir mağfiret ve bir bolluk vadediyor. Allah Vasîdir, Alimdir. Bu âyete dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız: Yüce Allah'ın: "Şeytan..." âyetinde yer alan şeytan'ın ne anlama geldiği ve türediği köküne dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Bk. Mukaddime, İstiâze bahsi 10. başlık. Burada tekrarlamanın bir anlamı yoktur. "Sizi fakirlikle korkutur." Yani infak etmeyesiniz diye fakir olacaksınız diye korkutur. Bu âyet-i kerîme bundan önceki buyruklarla alakalıdır. Ayrıca şeytanın insanı Allah yolunda infaktan alıkoymakta bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte şeytan fahşâyı emreder. Fahşâ ise masiyetler ve o yolda infak yapmak amalı harcamakbtır. Şöyle de denilmiştir: Yani o size tasâddukta bulunmamayı, böylelikle Allah'a isyan etmeyi ve aranızdaki bağları kopartmayı emreder. "Fakirlik" anlamına gelen kelimesi şeklinde "fe" harfi ötreli olarak okunmuştur. Bu da bir şivedir. el-Cevherî der ki: Bu "fakr" kelimesinin bir çeşit söyleyişidir. Zayıflık anlamına gelen gibi. 2- Şeytanın Va'dine Karşılık Allah'ın Va'di Yüce Allah'ın: "Allah ise size kendi katından bir mağfiret ve bir bolluk va'dediyor" âyetinde geçen "vaad" kelimesi Arap dilinde mutlak olarak kullanıldığı takdirde hayır ile ilgilidir. Şayet va'dedilen şeyin ne olduğu belirtilerek kayıtlı olarak ifade edilirse o takdirde hayır hakkında da şer hakkında da kabul edilir. Beşaret (müjdelemek) kelimesinde olduğu gibi. Bu âyet-i kerimede ise her iki anlamı ile vaadin kayıtlanabileceği âyetlerdendir. İbn Abbâs der ki: Bu âyet-i kerimede yüce Allah'tan iki vaad, şeytandan da iki vaad vardır. Tirmizî, Abdullah b. Mes'ûd'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Şeytanın Âdemoğlunun kalbine getirdiği bir düşünce vardır, meleğin de öyle bir etkisi vardır. Şeytanın getirdiği düşünce kötülüğü vadetmek, hakkı yalanlamaktır. Meleğin getirdiği düşünce ise hayrı vadetmek, hakkı tasdik etmektir. Her kim içinde böyle birşey hissederse bilsin ki o, Allah'tandır. Her kim öteki duyguyu hissederse şeytandan Allah'a sığınıversin." Daha sonra yüce Allah'ın: "Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size fahşâyı emreder..." âyetini okudu. (Tirmizî) dedi ki: Bu hasen ve sahih bir hadistir. Tirmizî, Tefsir 2. Sûre 36. hadis. Kur'ân-ı Kerîm'ın dışında (fahşâ kelimesinin başındaki) "be" harfi hazfedilerek demek mümkündür. Sîbeveyh de burada (hayrın başında "be" harfini hazfederek) şu beyiti zikreder: "Ben sana hayrı emrettim, sana emrolunan şeyi yap Çünkü ben seni pek çok mal ve akar sahibi olarak bıraktım." Mağfiret ise yüce Allah'ın dünya ve âhirette kullarının kusurlarını örtmesidir. Bolluk (fazl) ise dünyada rızık, genişlik, âhirette de uçsuz, bucaksız nimetlerdir. İşte yüce Allah bunların hepsini va'detmiş bulunuyor. 3- Fakirlik mi Daha Faziletlidir Zenginlik mi? en-Nekkaş'ın naklettiğine göre bazıları bu âyet-i kerimenin fakirliğin zenginlikten daha faziletli olduğuna işaret ettiği görüşündedirler. Çünkü şeytan kulu fakirlikten korkutmak suretiyle hayırdan uzak tutar. İbn Atiyye der ki: Bu âyet-i kerimede (buna) katî bir delil yoktur. Aksine bununla abu görüşeb karşı çıkmak güçlü bir delildir. Rivâyet edildiğine göre Tevrat'ta şöyle denilmektedir: "Ey kulum, benim rızkımdan infak et ki ben de senin üzerine lütfumu genişletip yayayım. Şüphesiz benim elim açık her elin üzerinde yayılmıştır." Kur'ân-ı Kerîm'de de bunu doğrulayan ifade vardır ki o da yüce Allah'ın şu âyetidir: "Her ne infak ederseniz onun yerine O, başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Sebe, 34/39) Bunu İbn Abbâs zikretmektedir. "Allah Vasi'dir, Alimdir." Bu âyetin anlamı daha önceden (el-Bakara, 2/115. âyet 5. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. Burada anlatılmak istenen şudur: Şanı yüce Allah bol hazinesinden verir ve bunu nereye koyacağını bilir. Gizli olanı da açık olanı da bilir. Bunlar yüce Allah'ın iki ismidir ki biz de bunları "el-Kitabu'l-Esnâ" adlı eserimizde Allah'ın güzel isimleri arasında zikretmiş bulunuyoruz. Hamd yalnız Allah'adır. |
﴾ 268 ﴿