60

Hak Rabbindendir. Öyleyse şüphecilerden olma.

Yüce Allah'ın:

"Gerçek şu ki; Allah katında Îsa'nın durumu Âdem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı" âyeti kıyas yapmanın doğruluğuna delildir. Benzetmenin mahiyeti şudur Hazret-i Îsa da Hazret-i Âdem gibi babasız yaratılmıştır. Yoksa Hazret-i Îsa da onun gibi topraktan yaratılmış değildir. Birgey bir başka şeyle belli bir ortak niteliğe sahip olduğu taktirde -aralarında büyük bir fark bulunsa dahi- benzetilebilir. Gerçekten Hazret-i Âdem topraktan yaratıldığı halde, Hazret-i Îsa topraktan yaratılmış değildir Bu açıdan her ikisi arasında Fark vardır. Fakat aralarındaki benzerlik, her İkisini de Allahü teâlâ’nın babasız yaratmış olması bakımındandır.

Diğer bir sebep de şudur: Her ikisinin de yaratılışının aslı topraktır. Çünkü Âdem, bizzat topraktan yaratılmadı. Fakat toprak çamur haline getirildi, sonra bu ses veren bir kuru çamura dönüştürüldü, sonra da Hazret-i Âdem ondan yaratıldı. İşte yüce Allah Hazret-i Îsa'yı da bir halden diğer bir hale dönüştürdü, arkasından onu babasız olarak bir insan haline getirdi,

Bu âyet-i kerîme Necran heyetinin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın: "Şüphesiz Îsa Allah'ın kulu ve kelimesidir" şeklindeki sözünü reddederek: Sen bizç babasız yaratılmış bir kul göster; demeleri sebebiyle inmiştir Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) da kendilerine: "Âdem'in babası kimdi? Siz insanın babasız oluşuna hayret mi ettiniz? Âdem'in babası da yoktu, annesi de yoktu"

Aynı şekilde yüce Allah'ın:

"Onlar sana" Îsa hakkında "her neyi örnek getirirlerse muhakkak biz sana" Âdem hakkında

"hakkı ve daha güzel bir açıklamayı getiririz" (el-Furkan, 25/33) âyeti de böyledir.

Yine rivâyet edildiğine göre Hazret-i Peygamber, Necran heyetini İslâm'a davet edince onlar: Biz senden önce de müslümandık, dediler. Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu:

"Yalan söylüyorsunuz. Sizi müslüman olmaktan alıkoyan üç şey vardır: Allah bir oğul edindi, demeniz, domuzu yemeniz ve haça secde etmeniz." Bunun üzerine: Peki Îsa'nın babası kimdir? dediler. Bunun üzerine Yüce Allah'ın:

"Gerçek şu ki Allah katında Îsa'nın durumu Âdem'in durumu gibidir" âyetinden itibaren:

"... Allah'ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim" (61. âyet) âyetine kadar olan âyetler nazil oldu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları (Mübâheley'e) çağırdı; fakat birbirlerine şöyle dediler: Eğer onun dediğini yapacak olursanız bu vadi size karşı alevli ateşle dolar taşar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber'e: Sen bize bundan başka birşey arzetmiyor musun? deyince; Hz- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); "Ya İslâm'ı kabul edersiniz, ya cizye verirsiniz yahut Savaşırız." İleride geleceği üzere onlar da cizyeyi kabul ettiler.

Yüce Allah'ın:

"Âdem" kelimesi ile birlikte söz tamam olmaktadır. (Mealde: Gibidir" ile cümle tamamlanıyor).

Daha sonra yüce Allah:

"Allah onu topraktan yarattı, sonra ona, «ol» dedi, o da oluverdi" diye buyurmaktadır

Buradaki yekûn fiili geniş zaman için olmakla birlikte; burada dili geçmiş zaman anlamında "oluverdi" şeklindedir. Gelecek zaman ifade eden. "muzari" fiili anlamı bilindiği takdirde mazi yönünde kullanılır. el-Ferrâ' der ki: "Hak Rabbindendir" âyeti "o" zamiri gizli olarak takdir edilmek suretiyle merfû'dur.

Ebû Ubeyde ise der ki: Bu, yeni bir söz başlangıcıdır ve bunun haberi yüce Allah'ın "Rabbindendir" âyetidir. Bunun fail olduğu da söylenmiştir, Yani; hak sana gelmiştir, anlamında olur.

"Öyleyse şüphecilerden olma" âyetinde hitap Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem)'a ait olmakla birlikte; maksat onun ümmetidir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Îsa (aleyhisselâm) hakkında asla şüphe etmemişti.

60 ﴿