104

İçinizden hayra çağıran, mârufu emredip münkerden alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Bu sûrede (21-22. âyetlerin tefsirinde) mârufu emredip münkerden alıkoymaya dair açıklamalar daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

Yüce Allah'ın:

"İçinizden" âyetinde yer alan...den/ teb'îd (kısmilik bildirmek) içindir. Yani, iyiliği emredecek olanların ilim adamı olmaları gerekmektedir. Çünkü bütün İnsanlar ilim adamı değildir.

Bunun cinsi beyan etmek için geldiği de söylenmiştir. O takdirde: Hepiniz böyle olunuz, demek olur.

Derim ki: Birinci görüş daha sahihtir. Çünkü birinci görüş, mârufu emredip, münkerden alıkoymanın farzı kifaye olduğuna delildir. Şanı yüce Allah da bunların kimliklerini:

"Onlar ki, yeryüzünde kendilerine imkân ve iktidar verdiğimiz takdirde namazı dosdoğru kılarlar..." (el-Hac, 22/41) âyetiyle tayin etmektedir. Bütün insanlar ise, bu şekilde bir imkâna mazhar kılınmamışlardır.

İbn ez-Zübeyr de bu âyeti; "İçinizden hayra çağıran, mârufu emredip münkerden alıkoyan ve kendilerine isabet edene karşı Allah'tan yardım dileyen bir topluluk bulunsun" anlamında

Kendilerine isabet edene karşı Allah'tan yardım dileyen" (ilavesiyle) diye okumuştur.

Ebû 'Bekr el-Enbarî der ki: Bu fazlalık, İbn ez-Zübeyr tarafından yapılmış bir açıklamadır ve onun söylediği bir sözdür. Bazı nakikiler bu hususta yanlışlık yaparak bunu Kur'ân-ı Kerîm'in lâfızları arasına almıştır. Benim bu söylediklerimin sahih oluşuna bana, babamın naklettiği şu hadis de delildir. Babam dedi ki: Bize, Hasen b. Arefe anlattı. Bize, Vekf anlattı. Vekîf Ebû Âsım'dan, o, Ebû Avn'dan, o, Subayh'dan dedi ki: Ben Osman b. Affân'ı: "Mârûfu emreden, münkerden alıkoyan ve kendilerine isabet edene karşı Allah'tan yardım dileyen..." şeklinde okuduğunu işittim.

Aklı başında hiçbir kimse, Hazret-i Osman'ın bu fazlalığın Kur'ân-ı Kerîm’den olduğuna asla inanmadığında hiçbir şüphe etmez. Çünkü o, bütün müslümanların İmâmı durumunda olan kendi Mushaf'ına bu ibareyi yazmamıştır. O, bu ibareyi sadece bununla öğüt vermek ve bundan önce gelen âlemlerin Rabbinin sözünü te'kid etmek kastıyla zikretmiştir, o kadar.

104 ﴿