117Bu dünya hayatında onların harcadıkları şeylerin misali, kendilerine zulmeden bir kavmin ekinlerine isabet ederek onu helâk eden kavurucu soğuğu bulunan bir rüzgârın durumuna benzer. Allah, onlara zulmetmedi. Ama onlar, kendilerine zulmediyorlar. Yüce Allah'ın: "Bu dünya hayatında onların harcadıkları şeylerin misali, kavurucu bir soğuğu bulunan bir rüzgârın durumuna benzer" anlamındaki âyetinde yer alan (......) edatı, hem mastar manasını veren edat olabilir, hem de anlamında aidi hazf edilmiş bir ismi mevsul anlamında olabilir. Yani, onların o harcadıklarının misali.., anlamındadır. "Bir rüzgârın durumuna benzer" âyeti ise, bir rüzgârın esişine benzer, anlamındadır. İbn Abbâs der ki: Âyet-i kerimede geçen "Kavurucu soğuk," ileri derecede soğuk demektir. Bu kelimenin aslı itibariyle ses demek olan den geldiği söylenmiştir. O takdirde bu âyet-i kerimede bu kelime, şiddetle esen rüzgânn sesi demek olur. ez-Zeccâc ise der ki: Bu kelime o rüzgârda bulunan ateşin alevinin çıkardığı sestir. Bu manadaki açıklamalar Bakara Sûresinde (2/266. âyette) geçmiş bulunmaktadır. Hadîs-i şerîfte de şöyle denilmektedir: Hazret-i Peygamber soğuk sebebiyle ölmüş bulunan çekirgeleri (yemeyi) yasaklamıştır. Âyeti kerimenin anlamına gelince: Kâfirlerin harcamalarının geçersizliğinin, boşa gitmesinin ve fayda sağlamamasının örneği, oldukça soğuk, kavurucu bir rüzgârın yahut da bir ateşin isabet edip yaktığı ve helâk ettiği bir ekine benzer. O ekin sahipleri, ekinin kendilerine bir fayda sağlayacağını umuyorken, artık ondan hiçbir fayda sağlayamaz olurlar. Yüce Allah buyuruyor ki: "Allah" böyle yapmakla "onlara zulmetmedi. Ama, onlar kendilerine" küfre sapmak, isyan etmek, yüce Allah'ın hakkını vermemek suretiyle "kendilerine zulmediyorlar." Şöyle de açıklanmıştır: Onlar, ziraat zamanı dışında, yahut uygun olmayan yerlerde ekin ekmek suretiyle kendilerine zulmettiler. Şanı yüce Allah da bir şeyi olması gereken yerden başka bir yere koydukları için onları te'dip etti, Bu açıklamayı da el-Mehdevi nakletmektedir. |
﴾ 117 ﴿