143

Onlar ikisi arasında gidip gelen kararsızlardır. Ne bunlara ne de onlara (taraf) olurlar. Allah'ın şaşırttığı kimseye sen asla yol bulamazsın.

"Gidip gelen, kararsız", iki şey arasında tereddüt edip duran, demektir. Kararsızlık ise, çalkantı ve karar kılamamak

"Görmez misin ki, yüce Allah'ın sana (kıralların da mevkiinden daha yüksek) yüksek bir mevkii vermiştir.

Sen oradan her bir hükümdarın onun altında çalkanıp durduğunu görmektesin."

Bir diğeri ise şöyle demiştir:

"Selsebil yolunun ortasında ondan önce

Aralıksız hareket edip yol alan postacıların bir aylık yolu var."

Burada bu kelime, ikinci "Zel" harfi esreli olarak rivâyet edilmiştir, İbn Cinnî der ki: Bu ise, asla karan olmayan, aralıksız ve gevşemeksizin yerinde durmadan sarsıla sarsüa yol alan demektir. İşte münafıklar da mü’minlerle müşrikler arasında tereddüt etmekte ve gidip gelmektedirler. Ne imanlarında ihlâs vardır. Ne de küfrü açıkça ortaya koymaktadırlar.

Müslim'in Sahihinde İbn Ömer yoluyla gelen hadiste, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmektedir: "Münafikın misali hangi sürüye katılacağını bilemeyen iki sürü arasındaki şaşkın koyun gibidir. Kimi zaman bu tarafa gider katılır, kimi zaman da diğerine gider katılır." Müslim, Sıfatul-Münâfikîn 17; Nesâî, Îman 31; Müsned, II, 47, 88 (kısmen), 102.

Bir rivâyette de "Gider" anlamındaki: kelimesi "katılır" anlamına gelen; kelimesinin yerine kullanılmıştır.

Cumhûr; Gidip gelen kararsızlar" şeklinde okumuştur. Bu kıraate göre ise, birinci "zeP harfini şeddeli, ikincisini de esreli okumak suretiyle şeklinde idğam câiz olur. el-Hasen'den ise, baştaki "mim" harfi ile iki "zel" harfi üstün olarak şeklinde okuduğu nakledilmiştir.

143 ﴿