155

Fakat, o sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri, "kalplerimiz perdelidir" demelerinden ötürü (onları lanetledik). Hayır, Allah, küfürlerine karşılık kalplerine mühür basmıştır. Artık onlar pek az îman eder.

"Fakat o sözlerini bozmaları... dan ötürü" âyetindeki;

"Bozmalarından ötürü" âyeti, ube" harf-i cerri dolayısıyla mecrur gelmiştir. Bu harften sonraki O") edatı ise, te'kîd için ve zâid olarak gelmiştir.

Yüce Allah'ın:

"Allah'tan bir rahmet sebebiyledir ki..." (Âl-i İmrân, 3/159) âyetinde olduğu gibidir. Nitekim buna dair açıklamalar daha önceden belirtilen âyette geçmiş bulunmaktadır. Buradaki "be" harfi ise hazfedilmiş bir İfadeye taalluk etmektedir ki, ifadenin takdiri şöyledir: "Sözlerini bozmalarından ötürü onları lanetledik." Bu açıklama Katade ve başkasından nakledilmiştir. Bunun hazfediliş sebebi ise, işitenin bunu bilmesidir.

-Ebû'l-Hasen Ali b. Hamza el-Kisâî ise der ki; Bu harf-i cer, kendisinden önceki âyetler ile alakalıdır. Âyetin anlamı ise şöyledir: Zulümleri sebebiyle... ve bir de o sözlerini bozmalarından ötürü yıldırım onları yakaladı. el-Kisâî devamla der ki: Böylelikle yüce Allah, kendisi sebebiyle yıldırımın kendilerini yakalamış olduğu zulümlerini açıklamaktadır. Bu da daha sonra gelen onların verdikleri sözlerini bozmalarını, peygamberleri öldürmeleri ve işlemekle kendi öz nefislerine zulmetmiş olduklarını açıkladığı diğer hususlar sebebiyle olmuştur.

Ancak, Taberî ve başkaları bunu kabul etmemektedir. Çünkü, yıldırımın kendilerini yakaladığı kimseler, Hazret-i Mûsa döneminde yaşayanlardı. Peygamberleri öldürüp, Hazret-i Meryem'e büyük iftirada bulunanlar ise, Hazret-i Mûsa'dan uzun bir dönem sonra gelmiş olanlardır. Hazret-i Meryem'e iftira edenleri yıldırım da yakalamış değildir, el-Mehdevî ve başkaları ise derler ki: Ancak, böyle bir şeyin olması (el-Kisaî'nin açıklamasından) zorunlu alarak anlaşılmamalıdır. Çünkü, yüce Allah'ın onlar hakkında haber verip, maksadın onların atalarının olması da mümkündür. Nitekim daha önce el-Bakara Sûresi'nde (2/65. âyetin tefsirinde) geçmişti.

ez-Zeccâc der ki: Âyetin anlamı şudur: Onlar, sözlerini bozduklarından dolayı Biz de kendilerine helal olan bir takım temiz şeyleri haram kıldık. Çünkü bu anlatılan olaylar, yüce Allah'ın:

"Yahudilerin zulümleri sebebiyle... pek çok şeyi haram kıldık" (en-Nisa, 4/160) âyetine kadar devam etmektedir.

Onların verdikleri sözlerini bozmalarına gelince, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in niteliklerini açıklamalarına dair kendilerinden söz alınmıştı. (Onlarsa bunu yerine getirmediler). Âyetin anlamının şöyle olduğu söylenmiştir: Sözlerini bozmaları, şu, şu işleri yapmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Anlamının şu şekilde olduğu da söylenmiştir: Onlar, sözlerini bozmaları sebebiyle, pek azı müstesna îman etmezler, Âyet-i kerimenin başında yer alan "fe" harfi, fazladan gelmiştir.

"İnkâr etmeleri" âyeti, bir öncekine atfolduğu gibi,

"... öldürmeleri" âyeti de aynı şekilde atfedilmiştir.

"Allah'ın âyetleri" nden kasıt ise, kendilerinin tahrif ettikleri, onlara indirilen kitaplardır. (........) kelimesi, (........) kelimesinin çoğuludur Yani, bizim kalplerimiz ilim kaplarıdır, Bizim rtezdimizde bulunandan başka bir ilme ihtiyacımız yoktur. Bu kelimenin örtülü anlamına gelen kelimesinin çoğulu olduğu da söylenmiştir. Yani, bizim kalplerimiz örtüler içerisindedir, senin söylediklerini anlamazlar.

Bu anlam, yüce Allah'ın;

"... Kalplerimiz örtüler içindedir" (Fussilet, 41/5) âyetini andırmaktadır. Buna dair açıklamalar, daha önceden el-Bakara Sûresi'nde (2/88. âyetin tefsirinde) geçmiş, bulunmaktadır. Bundan maksatları ise, peygamberlerin ortaya koydukları delilleri reddetmektir. Kalplerin mühürlenmesi ile ilgili açıklamalar daha önce el-Bakara Sûresi'nde (2/7. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

"İnkâr etmeleri... den ötürü" Yani, küfürlerine karşılık onlara bir ceza olmak üzere. Nitekim yüce Allah bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır:

"Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Onlar ancak pek az îman ederler. "(en-Nisa, 4/46) Yani onlar, ancak pek az îman ederler. Bundan kasıt ise peygamberlerin bazısına îman etmeleridir. Bunun ise kendilerine hiçbir faydası yoktur.

Daha sonra yüce Allah:

"Onların küfürleri (inkârları)" âyetini tekrar ederek, onların ardı arkasına küfre düştüklerini haber vermektedir. Bunun anlamının: "Hazret-i Mesih'i inkar edip kâfir olmaları" şeklinde olduğu ve ondan sonra gelen âyetlerin buna delalet etmesi sebebiyle "Mesih'in hazfedıldiği de söylenmiştir.

"Sözlerini bozmaları" âyetindeki âmil ne ise,

"inkâr etmeleri" âyetindeki âmil'in kendisidir. Çünkü bu, ona atfedilmiştir. Âmil'in Mühür basmıştı" kelimesinin olması mümkün değildir

155 ﴿