8

Ey Îman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar, adaletle şahidlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Âdil olun. Çünkü o, takvaya daha yakın olandır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Yüce Allah'ın:

"Ey îman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar..." âyetinin anlamı, daha önce Nisa sûresinde (4/135- ayetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır, Anlamı şudur: Ben, sizin üzerinizdeki nimetimi tamamladığıma göre, siz de Allah için hakkı ayakta tutan kimseler olun.

"Allah için" âyetinden kasıt ise, Allah'tan alacağınız sevap için O'nun hakkını yerine getirin ve akrabalarınıza meyletmeksizin düşmanlarınıza da haksızlık etmeksizin, hakka uygun ve adaletli olarak şahidlik yapın.

"Bir topluluğa olan kininiz" sizi adaleti terketmeye ve düşmanlık duygularıyla hareket etmeyi de hakka tercih etmeye itmesin.

Bu âyette, düşman bir kimsenin Allah için düşmanlık yaptığı kimse aleyhindeki hükmünün ve yine onun aleyhindeki şahidliğinin geçerli olduğuna da delil vardır. Çünkü o kimseye buğz etmekle birlikte ona adaleti emretmektedir. Şayet ona buğz etmekle birlikte düşmanının aleyhindeki hükmü ve şahidliği câiz olmamış olsaydı, onun hakkında adaleti gözetme emrini vermenin izah edilir bir tarafı olmazdı.

Yine âyet-i kerîme, kâfirin küfrünün kendisine adaletli davranmaya engel olmadığına ve yalnızca aralarından kendisiyle Savaşılmaya ve köle edinmeye lâyık olan kimselere karşı çıkmakla yetinmeye, onlara müsle yapmanın câiz olmadığına da delâlet etmektedir. İsterse onlar, kadınlarımızı ve çocuklarımızı öldürmüş ve davranışlarıyla da bizleri kedere boğmuş olsunlar. Bizim onları gam ve kedere boğmak için kastı olarak müsle yaparak (azalarını keserek, ya da işkence yaparak) onları öldürmek hakkına sahip değiliz. İşte o meşhur kıssada Abdullah b. Revâha, söyledikleriyle buna işaret etmiştir. İşte âyet-i kerimenin anlamı budur.

"Bir topluluğa olan kininiz.." âyetinin anlamı; bu sûrenin baş tarafında (5/2. ayet, 12. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. " Sizi sürüklemesin" âyeti, şeklinde de okunmuştur. el-Kisâî der ki: Bu iki okuyuş iki ayrı söyleyiştir. ez-Zeccâc ise şöyle demektedir: İkinci okuyuşun anlamı, sizi suça, günaha sokmasın şeklindedir. Nitekim, beni günaha soktu, demek isterken, demek gibi.

"Çünkü o, takvaya daha yakındır" âyeti sizin Allah'a karşı takvalı davranmanıza daha yakındır, demektir. Ateşten sakınmanız için daha uygundur, anlamında olduğu da söylenmiştir.

8 ﴿