14

De ki: "Ben, gökleri ve yeri yaratan Allah'tan başkasını mı dost edinecekmişim? Ve O, yediriyor ama yedirilmiyor." De ki: "Ben İslâm'a girenlerin ilki olmakla emrolundum ve (bana:) Sakın müşriklerden olma, (denildi)."

Yüce Allah'ın:

"De ki... Allah'tan başkasını mı dost edinecekmişim?" âyetinde, (biri Allah'tan başkası, diğeri de veli olmak üzere.) iki mef'ûl vardır. Müşrikler onu atalarının dini olan putlara ibadete davet edince, yüce Allah da ona ey Muhammed

"de ki: Allah'tan başkasını mı dost edinecekmişim" âyetini indirdi. Yani ben, Allah'tan başka bir Rabb, bir mabud ve bir yardımcı mı edinecek mişim?

O Rab ki,

"gökleri ve yeri yaratandır." Burada

"yaratan" anlamına gelen; kelimesi Allah lâfza-i celalinin sıfatı olarak esreli okunur. el-Ahfeş ise, mahzuf bir mübteda takdiri ile merfü' okunmasını da câiz görmüştür. ez-Zeccâc da der ki: medh övgü olmak üzere mansub olması da caizdir. Ebû Ali el-Fârisî de der ki: Mahzuf bir fiil takdiri ile nasb edilmesi caizdir. "Gökleri ve yeri yaratanı terk mi edeyim" demiş gibidir. Çünkü yüce Allah'ın:

"Ben... Allah'tan başkasını mı dost edinecek misim" âyeti, Allah'ı dost edinmeyi terke delalet etmektedir. Bu delaletin güçlülüğü dolayısıyla da böyle bir fiil takdirine gitmek güzel bir şeydir.

"Ve O, yediriyor ama yedirilmiyor." Genel olarak bu şekilde okunmuştur, Yani O, rızık veriyor, ama O'na rızık verilmiyor. Bunun delili de yüce Allah’ın şu âyetidir

"Ve bana yemek yedirmelerini de istemiyorum." (ez-Zariyat, 51/57.)

Saîd b. Cübeyr, Mücahid ve el-A'meç ise bunu, O ise yemek yedirir fakat kendisi yemez diye okumuşlardır ki, bu da güzel bir kıraattir. Yani O, kullarına rızık vermekle birlikte kendisi yaratıkların ihtiyaç duyduğu gıdaya muhtaç değildir, bundan münezzehtir. Bununla birlikte her iki fiilde de "yâ" harfleri ötreli, "ayn" harfleri de esreli okunmuştur ki, anlamı şöyle olur: Şüphesiz ki Allah kullarına yemek yedirir ve onları rızıklandırır, Halbuki veli (edinilen put) ise ne kendisine yemek yedirebilir, ne de kendisini veli edinenlere (kendisine tapanlara). Birinci fiil, "yâ ve ayn" harfleri üstün diye okunmuştur. Yani, veli (edindikleri put)'nın kendisi yemek yer, ikinci Fiil ise, "yâ" harfi ötreli, "ayn" harfi de esreli olarak okunmuştur Yani, veli (edindikleri put) ise yemek yediremez.

Özellikle başka nimetler arasından yemek yedirmenin zikredilîşi İse, bütün mahlukatın yemek yemeye ihtiyaçlarının en önemli ihtiyaçlar arasında yer alışından dolayıdır.

"De ki; Ben islâm'a girenlerin îlki olmakla emrolundum." Yani. yüce Allah'ın emrine bağlanıp teslimiyet gösterenlerin ilki olmakla emrolundum. Kavmimden ve ümmetim arasından ibadetini Ona halis kılanların ilki olmakla emrolundum, diye de açıklanmıştır. Bu açıklama da el-Hasen ve başkalarından nakledilmiştir,

"Ve sakın müşriklerden olma." Yani: Ve bana:

"Sakın müşriklerden olma" denildi, demektir.

14 ﴿