98Bedevilerden öyle kimseler de vardır ki, infak ettiğini zorla ödenmiş bir borç sayar ve başınıza musibetler gelmesini bekler dururlar. En kötü belâ kendi başlarına olsun. Allah herşeyi İşitendir, bilendir. "Bedevilerden öyle kimseler de vardır ki... sayar" anlamındaki âyette; "Kimse" kelimesi mübtedâ olarak ref mahallindedir. "İnfak ettiğini zorla ödenmiş bir borç" âyeti de iki mef'ûldür. İfade; "İnfak ettiği o şeyi" takdirindedir. İsmin uzaması dolayısıyla sonundaki "ne" harfi hazf edilmiştir. "Zorla ödenmiş bir borç" İse, borç ve ziyan anlamındadır. Asıl anlamı ise bir şeyin gerekli olması (yükümlülük), demektir. "Çünkü gerçekten O'nun azâbı kesin bir helâk oluştur." (el-Furkân, 25/65) Yani, gerekli ve yakayı bırakmayan bir helâk olur. Buradaki âyet da şu anlamdadır: Onlar cihâd uğrunda yaptıkları harcamaları ve verdikleri sadakalan sevap ummadıkları bir zarar, bir yükümlülük olarak verirler. "Ve basınıza musibetler gelmesini bekler dururlar." Bekleyip durmak anlamındaki "et-Tarabbus"a dair açıklamalar da daha önceden (el-Bakara, 2/227. âyet, 16. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. "Musibetler" anlamındaki "ed-devâir" ise, "dâire"nin çoğuludur. Bu ise, nimetten belaya dönen hal demektir. Yani, bunlar yaptıkları infak ile ilgili cahilce anlayışa, kötü niyet ve kötü bir kalbe sahiptirler. "En kötü belâ kendi başlarına olsun" anlamındaki; âyetini İbn Kesîr ve Ebû Amr, burada da el-Feth Sûresi'ndeki benzeri âyette da "sin" harfini ötreli olarak okumuşlardır. Diğerleri ise üstün ile okumuşlardır. Bütün kıraat âlimleri icma ile " Senin baban kötü bir adam değildi" (Meryem, 19/28) âyetinde "sin" harfini üstün olarak okumuşlardır. Üstün ile ötreli okuyuş arasındaki farka gelince; ötreli okuyuşa göre anlamı, hoş olmayan, hoşlanılmayan şey demektir. el-Ahfeş der ki: Yani, hezimet ve kötülük musibeti üzerlerine olsun demek olur. el-Ferrâ' ise, azap ve belâ musibetleri üzerlerine olsun, diye açıklamıştır. Ahfeş ve el-Ferrâ' derler ki: Ötreli olarak; Kötü adam kastıyla denilmesi câiz değildir. Tıpkı "o azâb ve kötülük adamıdır" anlamında demlemeyeceği gibi. Muhammed b. Yezid'den de şöyle dediği nakledilmektedir: "Sin" harfinin üstün ile okunması, bayağılık, adilik, aşağılık demektir. Sîbeveyh der ki: "Doğru bir adama uğradım" ifadesi, salih bir kimseye uğradım anlamındadır. Yoksa buradaki doğruluk, doğru sözlü demek değildir. Eğer buradaki doğruluk doğru sözlülükten gelmiş olsaydı o takdirde; Doğru dürüst bir elbise gördüm, demek mümkün olmazdı. kötü bir adama uğradım ifadesi, "Ona kötülük yaptım" ifadesindeki "kötülük"ten gelmemektedir. Bunun anlamı ben fesat bir adama uğradım, şeklindedir. el-Ferrâ' der ki: "Sin" harfi üstün ile bu kelime den mastardır. Başkaları ise, bunun fiilinin; şeklinde geldiğini söylerler. "Sin" harfinin ötreli söylenişi ise mastar değil, isimdir. Bu (âyetin bu bölümü), "belâ ve hoşlanılmayan şeylerin musibeti üzerlerine olsun" demeye benzer. |
﴾ 98 ﴿