37

Dedi ki "Size rızıklanmak üzere bir yiyecek gelecek oldu mu, muhakkak onun ne olduğunu size daha gelmezden evvel haber veririm. Bu Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Gerçekten ben Allah'a İnanmayan ve kendileri âhireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim;

Hazret-i Yûsuf onlara

"dedi ki; Size rızklanmak üzere bir yiyecek gelecek oldu mu?" yani evinizden yarın size yiyecek gelecek olursa

"muhakkak onun ne olduğunu size daha gelmezden evvel haber veririm." Böylelikle siz de benim rüya yorumunu bildiğimi, bilmiş olacaksınız. Onlar da: Peki öyle olsun, dediler. İkisine de: Size şunlar, şunlar gelecek, dedi ve dediği gibi çıktı.

Bu yüce Allah'ın özel olarak Hazret-i Yûsuf’a verdiği gayb bilgisinden idi. O, ayrıca bu bilgiyi yüce Allah'ın kendisine özel olarak verdiğini de beyan etmişti. Çünkü Hazret-i Yûsuf Allah'a îman etmeyen bir kavmin dinini yani hükümdarın dinini terketmiş idi.

Bana göre ifadenin anlamı şudur: Gerek rüyanın te'vilini bilmek, gerek size gelecek olan yemekleri bilmek, gerekse Allah'ın dinini bilmek (Allah'ın bana öğrettiği bilgilerdendir). O halde öncelikle siz din ile ilgili olan şeyleri dinleyip, kabul ediniz ki hidayet bulasınız. Bundan dolayı Hazret-i Yûsuf onları İslâm'a davet etmeden, rüyalarını yorumlamadı. Onlara şöyle dedi:

"Ey zindan arkadaşlarım! Darmadağınık bir çok rabler mi hayırlıdır? Yoksa bir tek olan ve herşeyi hükmü ve iradesi altında tutan Allah mı? Sizin O'nu bırakıp taptıklarınız..." (Yûsuf', 12/39-40) Nitekim ileride de gelecektir.

Şöyle de açıklanmıştır: Hazret-i Yûsuf onlardan birisinin öldürüleceğini bilmişti. O bakımdan öldürülecek kişi müslüman olup bununla mutluluğu elde etsin diye onları önce İslâm'a çağırdı.

Bir diğer açıklamaya göre Hazret-i Yûsuf onlardan birisinin hoş olmayan sonucunu bildiğinden dolayı, sordukları rüyalarını yorumlamak istemedi, onların sordukları hususu bir kenara bırakarak başka bir söz açtı ve onlara şöyle dedi:

"Size" rüyada

"rızıklanmak üzere bir yiyecek gelecek oldu mu" mutlaka uyanıklığınız halinde ben size onun yorumunu bildiririm. Bu açıklamayı es-Süddî yapmıştır. Bunun üzerine o iki kişi ona şöyle dediler: Bu ariflerin ve kâhinlerin işindendir. Hazret-i Yûsuf onlara şöyle dedi: Ben kâhin birisi değilim, bu Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Ben sizlere ne kâhinlik yaparak, ne de müneccimlik yaparak bunları haber veriyorum. Bilakis benim size verdiğim haber yüce Allah'tan gelen bir vahiy iledir.

İbn Cüreyc de der ki: Hükümdar bir kimseyi öldürmek istedi mi ona bilinen bir yemek yapar ve o yemeği ona gönderirdi. Buna göre anlam şöyle olur: Size uyanık olduğunuz sırada gelecek yemeği ben size bildiririm. Bu açıklamaya göre

"rızıklanmak üzere bir yiyecek" ifadesi hükümdar tarafından veya başkası tarafından size verilen bir yemek... anlamındadır. Bununla birlikte; Allah tarafından size rızık olarak bir yemek gelirse, anlamında olma ihtimali de vardır.

37 ﴿