3Bırak onları, yesinler, faydalansınlar, emel onları oyalayadursun. Yakında bileceklerdir. Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız: Yüce Allah'ın: "Bırak onları, yesinler faydalansınlar" âyeti, onlara yönelik bir tehdittir. "Emel onları oyalayadursun" itaatten alıkoysun. Çünkü; Filan şeyden onu alıkoydu" tabiri kullanılır. Ziyadesiz olarak da; O şeyden oyalandı, oyalanır" denilir. "Yakında" kıyâmet gününü görüp de yaptıklarının vebalini tadacaklarında "bileceklerdir." Bu âyet-i kerîme kılıç ile (cihadı emreden âyetle) nesh edilmiştir. el-Bezzâr'ın Müsned'inde Enes'den şöyle nakledilmektedir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Dört şey bedbahtlıkdandır. Gözün donması (Allah korkusuyla yaş akıtmaması), kalbin katılaşması, tûl-i emel ve dünyaya tutkunluk." Tûl-i emel, şifasız bir hastalıktır. Müzmin bir yaradır. Böyle bir hastalık kalpte yer elti mi, artık kalp bozulur, tedavisi son derece güçleşir."Hastalık ondan bir türlü ayrılmaz, ilacın ona bir faydası olmaz. Doktorlar çaresiz kalır, hukemâ ve ulemâ onun iyileşeceğinden yana ümit keserler. Emel'in gerçek mahiyeti dünya tutkunluğu ve dünyaya dört elle sarılmak, dünyayı sevmek, âhiretten yüz çevirmektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle buyunılduğu rivâyet edilmiştir: "Bu ümmetin ilkleri yakın ve zühd ile kurtulmuştur. Sonrakileri ise, cimrilik ve emel ile helâk olacaktır." Taberanî. el-Mu'cemnu'l-Evsat, VII. 316: el-Beyhakî. Şuabu'l îman, VII. 345. Ebû'd-Derdâ (radıyallahü anh)'dan Dimaşk mescidi merdivenlerinde ayağa kalkıp şöyle dediği rivâyet olunur: Ey Dimaşklılar, size samimiyetle öğüt veren bir kardeşinizin sözlerini dinlemez misiniz? Gerçek şu ki, sizden öncekiler çokça mal toplarlar, yüksek binalar yaparlar ve uzun emellere sahip bulunuyorlardı. Şimdi onların toplulukları darmadağın oldu. binaları medara döndü ve emelleri de bir aldanış oldu, İşte Âd kavmi; insan sayısıyla, servetlerimle, atlarıyla, askerleriyle ülkeyi doldurmuş taşıyorlardı. Peki, bugün onların geriye bıraktıkları miraslarının tamamını benden iki dirheme olsun kim satın ahr? Bu sözlerinden sonra şu beyitleri okudu: "Ey kendisinden çok uzaklarda olsa dahi bir çok emeller besleyen Ve bunların en uzakta olanına dahi ulaşacağını iddia eden kişi! Yazık sana! Hiç umduğunu elde edebilir misin ki? Bunların en yakın olanına dahi kavuşacağından yana bir umudun yok." el-Hasen der ki: Emelini uzun tutan kişi, mutlaka amellerini kötü işler Gerçekten de doğru söylemiştir. Allah razı olsun ondan. Çünkü emel, amele karşı bir tembellik verir, bir gevşeklik ve bir ağırlık doğurur. Bunun arkasından insana bir şeylerle uğraşır gibi gelir, tembellikler ortaya çıkar. Kişi yere mıhlanır kalır, hevaya meyleder. Bu, gözle görülmüş bir husustur. Bunun ayrıca açıklanmasına bu iddiada bulunandan delil istemeye gerek yoktur. Nitekim, emelin kısa tutulması da kişiyi amele iter, elini çabuk tutmaya götürür ve hayırlı amellerde yarışmaya teşvik eder. |
﴾ 3 ﴿