6Akşamleyin getirişinizde de, sabahleyin salıverişinize de onlarda sizin için bir güzellik vardır. "Güzellik (cemâl)"; kendisiyle güzelleşilen ve süslenilen şey demektir. Yine, bu kelime hüsn (güzellik) anlamına gelir. "Adam güzelleşti" demektir. mastardır. Güzel erkek" Güzel kadın" de mektir. da aynı anlamdadır. Bu açıklamalar, el-Kisaîden nakledilmiştir, el-isaî, ayrıca şu beyiti de nakleder: "O, yeni doğan ondördündeki ay gibi güzel bir kadındır Güzelliğiyle bütün insanları geride bırakmıştır," Ebû Züeyb de: "Ey yaralı kalp, sen güzel davranışı elden bırakma.,," beyitinde, ey yaralı kalp, çirkin bir sabırsızlık göstermeyerek güzel tutumunu ve hayaya bağlılığını devam ettir, ondan ayrılma, demek istemiştir. İlim adamlarımız derler ki: Güzellik, surette ve yaratılışın terkibinde olduğu gibi, içteki ahlâk ve huyda, fiillerde de sözkonusu olur. Hilkat ve yaratılış güzelliği, gözün idrâk ettiği ve kalbe mülayim ve uygun düşen bir özelliktir. Nefis, bunun hangi yolla olduğunu bilmeksizin ve onu herhangi bir kimseye de nisbet etmeksizin buna bağlanır. Huy güzelliği İse, ahlâkın övülmeye değer niteliklerde olması demektir. İlîm sahibi, hikmet, adalet, iffet, öfkeyi yutmak, herkese hayır ve iyilik dilemek gibi. Fiillerin güzelliği ise, insanların menfaatlerine uygun ve onların menfaatlerini sağlamayı, onlardan kötülükleri uzaklaştırmayı gerektirici şekillerde ortaya çıkmaları ile söz konusudur. Davarların ve bineklerin güzelliği hilkat güzelliği arasındadır. Bu gözle görülen ve basiretlere uygun düşen bir haldir. Bunların çoklukları ve insanların bu davarları gördükleri vakit, bunlar filanın davarlarıdır, demeleri de onların güzel tarafları arasındadır. Bu açıklamayı es-Süddî yapmıştır. Çünkü bu develer, gittiklerinde güzellikleri bir araya gelir, muazzam bir görünüm arzederler ve kalpler onların güzelliklerine bağlanır. Çünkü, böyle bir durumda develerin hörgüçleri de sütün bulunduğu memeleri de büyür. Bu açıklamayı Katade yapmıştır. İşte bu sebepten ötürü meralardan dönüşleri, oraya gidişlerinden önce sözkonusu edilmiştir. Çünkü, o vakit onların süt ve diğer verimleri daha mükemmel hale gelir ve nefis onların gelişlerinden dolayı sevince gark olur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Eşheb, Mâlik'ten şöyle dediğini rivâyet eder: Yüce Allah: "Akşamleyin getirişinizde de sabahleyin salıverişinizde de onlarda sizin için bir güzellik vardır" diye buyurmakladır. Bu âyet, meraya gidip yayılan davarlar hakkındadır. Ancak "revâh", davarların akşam vakti meradan dönüşleri demektir. "Seran" ise, sabahleyin gidişleri demektir. O bakımdan bir kimse develeri meraya sabah vakti bırakıp orada saldığını, onların da meraya yayıldıklarını ifade etmek üzere; denilir. Bu fiilin müteaddi ve lazım (geçişli ve geçişsiz) şekilleri aynıdır. |
﴾ 6 ﴿