15O, sizi çalkalayıp sallamasın dîye yeryüzünde sabit dağlar, ırmaklar ve maksatlarınıza ulaşasınız diye de yollar koydu. "O, sizi çalkalayıp sallamasın diye yeryüzünde sabit" yerinde sapasağlam duran "dağlar ...koydu." “Sabit dağlar" kelimesi, Sapasağlam yerleşti ve kaldı" fiilinden gelmektedir. Şair der ki: "Korkağın canı (kaçacak yer) arayıp dururken, Ben sapasağlam duran bir şekilde sabreden nefsimle sebat gösterdim." ifadesi, Kûfelilere göre, "sizi çalkalayıp sallamasın diye" takdirindedir. Basmalıların açıklamasına göre ise, sizi çalkalayıp sallamasını İstemediğimiz için... demektir. " Sağa ve sola çalkalanıp sallanmak" demektir. Bir şey hareket etti, eder" demektir. Dallar yerlerinden oynadı, sağa sola eğildi" demektir. Adam böbürlenerek sağa sola çalımlı yürüdü" anlamındadır. Vehb b. Münebbih der ki: Şanı yüce Allah, yeri yarattıktan sonra, çalkalanıp sallanmaya koyuldu. Melekler, bu hiçbir kimseyi sırtında tutmayacak dediler. Sabah olduğunda yere dağlar sabitleştirilmiş idi. Melekler, dağların neden yaratıldığını bilemediler. Ali b. Ebî Tâlib (radıyallahü anh) dedi ki: Yüce Allah, yeri yaratınca sallandı ve sağa sola meyletti ve: Rabbim dedi, Sen üzerimde masiyetler ve günahlar işleyecek, üzerime leşleri ve pislikleri atacak kimseler mi yaratacaksın? Bunun üzerine yüce Allah yere, gördüğünüz ve görmediğiniz dağları bıraktı. Tirmizî (Sünen'inin) Tefsir bölümünün sonlarında şu rivâyeti kaydetmektedir: Bize Muhammed b. Beşşâr anlattı, bize Yezid b. Harun anlattı. Bize, el-Avvâm b. Havşeb haber verdi. O, Süleyman b. Ebi Süleyman'dan, o, Enes b. Malik'ten, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle dediğini nakletmektedir: "Allah, yeri yarattığında sallanıp çalkalanmaya başladı. Bu sefer dağları yarattı ve dağları yerin üzerine bıraktı. Böylelikle yerin sallanması durdu. Melekler, dağların güç ve kuvvetinden hayrete düştüler, Rabbimiz, yarattıklarından dağlardan daha güçlü birşey var mı dediler, O, evet, demir diye buyurdu. Yine, Rabbimiz, yarattıkların arasında demirden daha güçlü birşey var mı dediler, O, evet ateş diye buyurdu. Melekler: Rabbim, yarattıkların arasında ateşten daha güçlü birşey var mı dediler, O da evet, su diye buyurdu. Melekler, Rabbimiz, yarattıkların arasında sudan daha güçlü birşey var mı dîye sordular. O; evet rüzgâr diye buyurdu. Yine melekler, Rabbimiz, yarattıkların arasında rüzgârdan daha güçlü birşey var mı diye sordular, O da, evet sağ eliyle verdiği sadakasını solundan gizleyen Âdemoğludur, diye buyurdu." Ebû Îsa (et-Tirmizî) der ki: Bu hadis, garip bir hadis olup bunun bu yoldan başka bir yolla merfu' olarak rivâyet edildiğini bilmiyoruz. Tirmizî, Tefsir 3369 no'hı hadis; Müsned, III, 124. Derim ki: Bu âyet-i kerimede, sebeplere başvurmanın ve onları yerine getirmenin en açık bir delili vardır. Halbuki yüce Allah, dağlar olmaksızın da yerin çalkalanmasını durdurmaya kadirdi, Bu anlamdaki açıklamalar önceden geçmiş bulunmaktadır. "İrmaklar" yani, orada ırmaklar yaıttı veya ırmaklar koydu demektir "'Ve maksatlarınıza" varmak istediğiniz beldelere "ulaşasınız" yolunuzu şaşırmayasınız, kaybetmeyesiniz "diye de" geniş "yollar" ve dağ arasından geçitler |
﴾ 15 ﴿