21(Onlar) ölülerdir, diriler değil. Ne zaman diri İtileceklerini de fark edemezler. Yüce Allah'ın: "Halbuki, Allah'ı bırakıp da çağırdıkları" âyetinde geçen, Çağırdıkları" kelimesini genel olarak; Çağırdığınız" şeklinde "te" ile okumuşlardır. Çünkü bundan önceki âyet muhatap kipindedir. Ancak, Ebû Bekir, Âsım'dan ve Hubeyre de, Hafs'dan "ye" ile ("çağırdıkları" anlamında) okuduklarını rivâyet etmişlerdir. Yakub'un da kıraati bu şekildedir. "Gizlediklerinizi de, açıkladıklarınızı da" anlamındaki âyetler ise, hepsi tarafından "te" ile muhatap kipi olarak okunmuştur Bundan tek istisna, Hubeyre'nin, Hafs'tan, onun da Âsım'dan, "ye" ile okuduğuna dair rivâyetidir. (O takdirde: Gizlediklerini de, açıkladıklarını da,,, anlamında olur.) "Hiçbir şey yaratamazlar." Hiçbir şey yaratmaya güçleri yetmez. "Onların kendileri yaratılmıştır. (Onlar) ölülerdir." Yani putlar, ölülerdir. Onlarda can yoktur. İşitmezler, görmezler. Bu da onların cansız oldukları anlamına gelir. Peki, siz hayat sahibi olduğunuz için onlardan daha üstün iken, nasil olur da bu putlara ibadet edersiniz?. Bu tapındığınız putlar, "ne zaman diriltileceklerini de fark edemezler." es-Sülemî, "Ne zaman" kelimesindeki "hemze"yi esreli olarak okumuştur. Bunlar, iki ayrı söyleyiştir. Bu kelime, daha sonra gelen; "Diriltilecekler" fiili ile nasb mahallindedir ve bu, istifham (soru.) anlamındadır. Onlar, ne zaman diriltileceklerini bilmezler, anlamındadır. Yine burada putlardan, tıpkı Âdemoğullarından söz edildiği gibi sözedilmektedir. Çünkü onlara tapanlar, bu putların söylediklerini anladıklarını, bildiklerini ve Allah nezdinde kendilerine şefaat edeceklerini iddia ediyorlardı. O bakımdan onlara, bu yanlış kanaatlerine göre hitap edilmiştir. Şöyle de açıklanmıştır: Şanı yüce Allah, kıyâmet gününde putları canlı varlıklar halinde diriltecek ve bu putlar, kendilerine yapılan ibadetten uzak olduklarını ifade edeceklerdir. Dünyada ise bu putlar cansızdır ve ne zaman diriltileceklerini bilmemektedir. İbn Abbâs der ki: Putlar, diriltilecek ve onlara ruh verilecektir. Putlarla birlikte şeytanları da bulunacaktır ve bunlar kendilerine ibadet edenlerden uzak olduklarını bildireceklerdir. Daha sonra şeytanlar ve müşrikler, verilen emir ile ateşe götürüleceklerdir. Şöyle de açıklanmıştır: Putlar da kıyâmet gününde kendilerine tapanlarla birlikte ateşe atılacaklardır. Buna delil, yüce Allah'ın: "Gerçekten siz de, Allah'tan başka taptıklarınız da cehennemin odunusunuz?" (el-Enbiyâ, 21/98) âyetidir. Şöyle de açıklanmıştır: Yüce Allah'ın: "Hiçbir şey yaratamazlar, onların kendileri yaratılmıştır" Merhum müfessirin demek istediği şudur; "Ne zaman?" anlamındaki lâfız aynı zamanda bir soru edatıdır. Bu cümlede ise bir zaman zarfı olarak, sonra gelen fiil ile nasb konumundndır. Normalde cümlede bu lâfız fiilden sonra gelmesi gerekirken, soru anlamını ihtiva eden bir edat oluşundan dolayı daha önce gelmiştir. âyeti ile ifade tamam olmaktadır. Daha sonra yeni bir cümleye başlanılarak, yüce Allah, müşrikleri ölüler olarak nitelendirmektedir. Buradaki ölüm ise, küfür ölümüdür. "Ne zaman diriltileceklerini de fark edemezler" yani, kâfirler ne zaman diriltileceklerini, yani diriliş vaktini bilmezler. Çünkü onlar, öldükten sonra dirilişe îman etmiyorlar ki, Allah'ın huzuruna çıkmak için gereken hazırlıklarını yapsınlar. Bir diğer açıklama şöyledir: Onlara kıyâmetin ne zaman olacağını ne bildirdi? Belki de pek yakındır. |
﴾ 21 ﴿