63

Dedi ki: "Gördün mü; o kayaya sığındığımız zaman doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitti."

"Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı" âyetindeki:

" Onu hatırlamamı" ifadesi fiil ile birlikte mastar anlamında olup

"Onu... unutturmadı" âyetindeki zamirden bedel-i istimal olmak üzere nasb mahallindedir. Bu da zahirin (açık ismin) zamirden bedel olmasıdır, yani bana onu hatırlamayı unutturan şeytandan başkası değildir. Abdullah (b. Mes'ûd)un, Mushafında bu âyet: "Onu hatırlamamı bana unutturan şeytandan başkası değildir" şeklindedir.

Bu ifadeleri Mûsa (aleyhisselâm)ın: Benim senden tek istediğim balığın senden ayrılacağı vakti (ve yeri) bana haber vermenden ibarettir demesi, üzerine Yûşa'nın: Sen benden fazla bir şey istemiyorsun, şeklindeki sözleri dolayısıyla son söylediği bu sözleriyle özürünü beyan etmiş oluyordu.

"O şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup, gitti" âyetindeki ifadelerin, Yuşa'nın, Mûsa (aleyhisselâm)a söylediği sözlerin bir bölümü olma ihtimali vardır. Balık insanlara hayret verecek şekilde denizde yol aldı demektir. Bununla birlikte; "o denizde yolunu tutup, gitti" ifadesinin verdiği haberin tamamını teşkil etmesi daha sonra da hayret ve şaşkınlık ifade eden bir sözü kullanarak kendisinin bu işe şaştığını belirtmek üzere; "Bu, şaşılacak bir şeydir" demiş olması da mümkündür. Hayret konusu ise balığın ölmüş olmasına, sol yarısının yenilmiş olmasına rağmen daha sonra dirilmesidir.

Ebû Şüca', et-Taberî kitabında der ki: Ben bu balığı gördüm. Bu tek gözlü ve bir balığın yarısıdır. Öbür yarısında hiçbir şey yoktur. İbn Atiyye der ki; Ben de bu balığı gördüm. Hiçbir şey bulunmayan öbür yarısında akında kılçık dahi bulunmayan ince bir kabuğu vardır Hâla balıkçılarda satılan bir balık çeşidi olupMağrib (Ffis)lilar buna "Hûtu Mûsâ; Mûsa Balığı" ismini verirler. Fransızca buna "sûl" denilmektedir. (İbn Atiyye. el-Mukarrar, X, 424, dn: 19İ)

"O... yolunu tutup, gitti" âyetinin yüce Allah tarafından verilmiş bir haber olma ihtimali de vardır, Bu da iki şekilde açıklanabilir: Ya Mûsa (aleyhisselâm)ın balığın denizde yol almasından dolayı hayret ettiğini, buna şaşıp kaldığını haber vermesi manasınadır. Ya da balığın şaşılacak bir şekilde yol alışını insanlara haber vermesi anlamındadır.

Buhârî de bu âyetin kıssası ile ilgili olarak İbn Abbâs'tan rivâyet edilen garib (hayret edilecek) hususlardan birisi de şudur; Bu balığın dirilmesinin sebebi, orada değdiği şeyi mutlaka canlandıran hayat pınarı (ab-ı hayat) diye adlandırılan bir pınar suyunun ona değmiş olmasıydı Buhârî, Tefsir 18. sûı-e 4.

Tefsir'de belirtildiğine göre alâmet balığın canlanması idi. O bakımdan şöyle denilmiştir: Mûsa yol yorgunluğundan sonra yanında alı hayatın bulunduğu kayaya konaklayınca suyun bir kısmı balığa değdi, o da canlandı.

Tirmizî naklettiği hadisinde der ki: Süfyan dedi ki; Bir takım kimseler bu kayanın yanında ab-ı hayatın bulunduğunu ve bu pınarın suyu neye değerse onun yaşayıp, gittiğini iddia ederler. (Devamla) dedi ki: Bu balığın bir kısmı yenilmişti. Ona bu sudan bir damla değince hayat buldu Tirmizî, Tefsir 18. sûre 1.

"el-Arûs" adlı eserin sahibinin naklettiğine göre: Mûsa (aleyhisselâm) hayat pınarından abdest aldı. Sakalından bir damla balığın üzerine düşünce, balık canlanıverdi. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

63 ﴿