80"Erkek çocuğa gelince, annesi de, babası da mü’min kimselerdi. Bunun anne-babasına azgınlık ve nankörlük ederek onları sıkıntıya sokmasından endişe ettik. "Erkek çocuğa gelince annesi, babası da mü’min kimselerdi" âyeti ile ilgili olarak sahih hadiste şöyle denilmektedir: "Bu çocuk hakkında mühür basıldığı zaman o kâfir olarak mühürlenmişti" denilmektedir Bu şekliyle: Müslim, Fedâil 172; Müsned. V, 119; Buhârî, Enbiyâ 27, Tefsir 18 sûre 2, 3, 4 ile Müsned, V, 120de: "Çocuğa gelince o kâfir idi" anlamında Bu İfadenin zahiri onun baliğ olmadığı görüşünü desteklemektedir. Bununla birlikte baliğ olmakla beraber ona dair verilmiş bir haber olma ihtimali de vardır, daha önce geçmiş bulunmaktadır. "Bunun anne-babasına azgınlık ve nankörlük ederek, onları sıkıntıya sokmasından endişe ettik" âyeti ile ilgili olarak; bu sözlerin Hızır (aleyhisselâm)ın sözleri olduğu söylenmiştir. İfadelerin akışı da buna tanıklık etmektedir. Pek çok müfessir de bu görüştedir. Yani bizler bu çocuğun azgınlık ve nankörlük ederek, -anne-babasını zorluğa ve sıkıntılara düşürmesinden korktuk. Yüce Allah bu gibi hal ve maksatlarla insanları öldürmek hususunda içtihatta bulunmayı ona mubah kılmıştı. Bu âyetlerin yüce Allah'ın buyrukları olduğu ve Hızır'ın da onun âyetini ifadelendirmiş olduğu da söylenmiştir. Taberî der ki: Bu ("endişe ettik" ifadesi) "Bildik" demektir. İbn Abbâs da böyle demiş ve: Bildik demektir, diye açıklamıştır, Bu ise yüce Allah'ın: "Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarlarsa" (el-Bakara, 2/229) âyetinde bilmeyi "havf (korkmak)" diye ifadelendirmesine benzemektedir, Ubeyy'in: "Rabbin...bildi" diye okumuş olduğu rivâyet edilmiştir Buradaki "endişe (haşyet)" in mekruh görmek, hoşlanmamak anlamına geldiği de söylenmiştir. Mesela birbirleriyle kavga ederler korkusuyla, onları birbirinden ayırdım derken, bu işten hoşlanmadığım, istemediğim için bunu yaptım, demek istenir. İbn Atiyye der ki: Bu yorumun en güçlü açıklaması -lâfız buna uygun görülmemekle birlikte- ifadenin istiare olduğudur. Yani bu, yaratıkların ve muhatabların zannına göre böyledir: Eğer onlar o çocuğun halini bilmiş olsalardı anne ve babasını sıkıntıya sokacağından korkarlardı. İbn Mes'ûd da; " Rabbin korktu" diye okumuştur ki burada istiare olduğu apaçıktır. Bu da Kur'ân-ı Kerîm'de yüce Allah hakkında kullanılan "belki, olur ki, umulur ki" anlamındaki tabirlere benzemektedir. Yüce Allah’ın bu gibi umutlandıran âyetlerinin kesin vaad anlamında olduğuna işaret etmektedir. Bütün bunlardaki umutlandırıcı ifadeler, beklentiler, korku ve endişe ihtimalleri, ey muhataplar- sizin kendi durumunuza göredir. "Onları sıkıntıya sokmasından" âyeti onlara zora koşmasından, ağır yükümlülüklerle karşı karşıya bırakmasından... endişe ettik, demektir. Yani onların çocuklarına karşı duydukları sevgi, arkasından gitmelerine sebeb teşkil edecek, ikisi de sapacak ve onun dininin yolunu tutacaklardı, demektir. |
﴾ 80 ﴿